Derya DOĞAN
Bad-ı Saba
Bendeki “Sen”Lik
Yayın:
Güncelleme:
“Her ben, dolaylı bir şekilde sen’i anlatış, bir senden yakınıştır. Çünkü benim yerim sen’le onun arasındadır ve o değildir bana yakın olan, sensin. Ben olsam dilbilgisi kitaplarındaki tekil şahıs zamirlerini şu sıraya göre düzenlerdim: Sen, ben, o! Başta “sen” gelir, çünkü “ben” diye bir şey yok sen olmadıkça. Her ben, benliği sen’le anlar” diyor Behçet Necatigil. Ben’i sen’de bulmak, sen’de anlamak…Sen olmadıkça “ben” zaten olmaz. Benim benliğimi “ben” yapan senin “benliğin”. Ben “sen” olmuşum, sen var artık… “Ger ben ben isem nesin sen ey yar?” demiş Fuzuli. Aşkını, benliğini sen’de (sevgilide) tamam etmiş. Sevmek, bütünleşmek, birleşmek ve bir olmak. Aşığın da maşuğun da izlediği yol bu değil midir? Sonunda “bir(lik)” vardır ve artık ya “sen” ya da “ben” vardır sadece. İki ayrı zamir yoktur aşığın lugatında. Sevmek de bu değil midir zaten? Bütünleşmek, iki ayrı ben’in “bir” Siz de hiç sorguladınız mı kendinizi. “Ben ben miyim yoksa bende de bir başka ben var mı?” diye. Elbette ben benim diyebilmek çok güzel, bende sadece benliğimin olması. Peki ya sizde de bir ben (bir sen) daha varsa? Elbet bu da başka bir duygudur. İşte o zaman sizin de benliğiniz bir başka benlikte kaybolmuş demektir ve artık sadece “sen” vardır…
#