CHP İl Başkanı kim olmalı?
CHP İl Başkanı Vahit Serbes'in dünkü istifa kararı öncesinde İl Başkanlığı için kulisler başlamıştı…
Bazı isimler Ankara'da çoktan karargah kurmuştu…
İstifa sonrası bir grup CHP'li dostla sohbet ediyoruz…
Gündem "Kim il başkanı olmalı?" sorusuna odaklandı.
Söz sırası bana geldiğinde şöyle dedim:
"Benim bir isim önermem söz konusu değil.
Ancak CHP'nin başarıya ulaşması için öncelikle ilk seçimde kafasında milletvekili adaylığı olmayan bir isim il başkanı olmalı.
Bu kişi ekonomik özgürlüğü olan, aksine zaman sorunu olmayan, parti içinde hiçbir ekiple angaje olmamış, şehrin sorunlarıyla ilgili, yerel yönetimlerle ve devletle iş ilişkisi bulunmayan, geçmişi sorunsuz bir isim olmalı.
Gerektiğinde yapacağı muhalefetle şehrin gündemini belirleyecek bir yapısı olmalı.
Bu kişi CHP'ye son dönemde artan ilgiyi de değerlendirerek çalışkan, aktif ve toparlayıcı bir yönetim oluşturmalı…"
Arkadaşlar "Sence CHP'de böyle biri var mı" diye sordu?
" CHP Sakarya'da özlediği başarıyı yakalamak istiyorsa böyle birini bulmalı ve il başkanlığı koltuğuna oturtmalı. Aksi takdirde CHP Sakarya'da Kılıçdaroğlu rüzgarıyla sadece 1 milletvekili çıkartabilir. CHP'nin görüp göreceği tek başarı o olur" dedim.
Not: "CHP İl Başkanı kim olsun?" sorusuna cevap aramak üzere internet sitemizde bir anket başlattık.
Ortak akıl sözleri nereye uçtu?
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu aday olduğu dönemde ve seçildikten birkaç ay sonra sık sık ortak akıldan söz ederdi.
Ortak aklın önemine vurgu yaparak kenti ortak akılla yöneteceklerini söylerdi.
Sonra zaman geçti…
Ortak akıl unutuldu…
Sivil toplum örgütlerinin eleştirileri Başkan Toçoğlu'nu fena halde rahatsız etmeye başladı…
Şehrin tüm sivil toplum örgütleri 3üncü otoyolun Yenikent'in kuzeyinden geçmesini isterken O ortak aklı hiçe saydı ve Ankara'nın istediği güzergahı onayladı.
İlgili sivil toplum örgütlerinin Gar Meydanı düzenlemeleri ve hızlı tren güzergahıyla ilgili eleştirilerini tahammülsüz bir şekilde karşıladı.
Kent Konseyi'ni kendine hiç sorun çıkartmayacak bir yapıyla oluşturdu.
Dolayısıyla bizler Büyükşehir yönetiminde ortak aklın izini göremedik…
Başkan Toçoğlu kentin ortak aklına ulaşmak için kendisini alkışlayanlar kadar eleştiren sivil toplum örgütlerinin çıkardığı seslerini de dinleyebilmeli.
…
Gazeteci ve akademisyen
Kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt
dışına çıkmışlar.
Bir süre yiyip-içip eğlenmişler. Doğal olarak paraları çabucak
tükenmiş.
İş aramışlar ve bir çiftlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle
kazıyıp çöp römorkuna atma işi bulmuşlar.
Bir süre çalışmışlar başarılı olmuşlar çiftlik kahyası da onları
sevmiş ve hallerine acıyarak
"Size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme
işinde görevlendirmiş.
"Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara küçük ve
kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.
Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar "Bu iyidir bu değildir bu küçüktür bu büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar.
Onları gözleyen kahya yanlarına gelmiş "Siz Türkiye'de ne iş
yapıyordunuz?" diye sormuş.
Bizimkiler "Gazeteci" ve "Akademisyen" diye cevaplamışlar.
Kahya "Belli belli sizin Türk aydını olduğunuz belli" demiş.
"Çok iyi b.. atıyorsunuz ama iyi ve kötüyü ayırt etmeyi bir türlü
beceremiyorsunuz!.."
İnternetten
#