Oynatmaya Az kaldı!
Toplum patlamaya hazır saatli bomba gibi.
Yürürken kazara birine çarpsanız öldürecek gibi bakıyor.
Hele trafikte insanlar birer canavar gibiler... En ufak bir el kol hareketi bile cinayete sebebiyet verebilir.
Bir ara park ederken bir minibüse arkadan ufak bir dokundum. Çizik dahi yok. Geldiğimde, esnaf “beyefendi az önceki minibüsün şoförü arabanızı teklemedi” dedi. Şaşırdım kaldım.
Toplumun psikoloji bozulmuş, travma geçiriyor. Millet kafayı üşütmüş.
Yolda yürürken dikkat edin bir çok kişi kendi kendine konuşuyor.
Karşıdan karşıya geçerken ne sağa bakıyor ne de sola. Caddenin ortasında yürüyor, vızır vızır araçlar geçiyor, ama kafa başka yerde.
Allah’a emanet gidiyor.
Ne olduysa deprem sonrası oldu. Birde buna hayat pahalılığı ve geçim derdini ekleyin.
İnsanların suratı mahkeme duvarı gibi. Sevgi, saygı kalmamış. Herkes bir birine düşman gibi bakıyor.
Menfaati yoksa selam dahi vermiyor.
Zenginler cimri olmuş, fakir fukarayı gözeten yok.
Her türlü hırsızlık, düzenbazlık, üçkağıtçılık, sapıklık almış başını gidiyor.
Nereye gidiyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz.
Biri bizi doktora kaçırsın. Ayırım yapmadan, hepimizin acilen tedaviye ihtiyacı var.
SÜ Ruh Sağlığı Ana Bilim Salı Başkanı kimse hemen kolları sıvasın. Diğer sağlık kuruluşları ile koordineli bir program yapsın. İlçe ilçe mahalle mahalle, köy köy dolaşılsın.
Psikolojik tedaviye bir an önce başlansın. Hafif olanlar ayakta tedavi edilsin, sıyırma derecesindekilerde hastanelere kaldırılsın.
Geç kalınırsa bu işin sonu iyi değil. Yol yakınken, toplumun şaftı kaymadan, millet kafayı yemeden gerekli profesyonel dersek sağlansın.
Sağlık Bakanlığı bölgeyi karantinaya alsın.
Bu yazı şaka değil, gerçek.
Geç kalınırsa eğer, insanlar birer birer üşütecek. Tedaviye cevap veremeyecek. Yetkillere sesleniyorum; hemen bir anket yapın, ilginç sorular sorun ve toplumun ruh halini ölçün.
Çıkacak sonucu şimdiden söyleyeyim;
Oynatmaya az kaldı, dokktorum nerdeeee!?