M. Ali ÇINAR Onuncu Köy

Gönlümün Olmadığı Yerde Olamam

Sadece dik durmaya çalışan biriyim. Dikleşmek istemediğimi beni bilenler bilir. Sabretmesini bilirim. Kimsenin kötülüğünü istemem zalimler ve haksız kazanç elde edenler hariç. Yanardöner olmadım hiç. Onun için bukalemunu hiç sevmem. Bukalemunun yapısına bürünenleri de. Fazla cesur biri değilim ama haksızlık karşısında susmam. Birilerinin işine gelmediğim için üzerime eleştiri yağmurları bol bol yağar. Onlar kendi çıkarları doğrultusunda menfaatlerinin esiri olmuş her dönemde farklı bir yapıya bürünüp, kendilerini beğendirmekten başka bir şey düşünmezler. Ta ki pabuçları dama atılıncaya dek… Vücutları müsait olmasa da, bel ağrıları çekseler de eğilmek ve bükülmek onların mesleği olmuş. Gelen ağam giden paşam diyerek hayatlarını idame ettirmeye çalışmak onlar için zor bir meslek olmasa gerek. Ama günümüzde yinede işe yarayan geçerli bir meslek… Bazıları övülmekten hoşlandığı sürece bu meslek itibarını kaybetmez. Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Bu çağda en kolay yer bulabilmenin yolu bu olsa gerek. Tabii ki başarabilenler için...

Meslek hayatım boyunca çok şeyler gördüm. Neyin pirim yaptığını da iyi bilirim. Ama kendi çocuklarıma da en büyük vasiyetim “böyle bir kılığa girip toplum içinde sakın yaşamaya kalkmayın” kalıbınız bir robot gibi sokaklarda dolaşmasını istemiyorsanız dikleşmeden dik durmaya çalışın. Çünkü hayatta insan onuruna yakışan dikleşmeden dik durmaya çalışmaktır. Biraz zorlanır ve horlanırsınız ama başınızı yastığa koyduğunuz itibariyle uyuyabilir ve güzel rüyalar görürsünüz. Bunun aksi gündüz yaşadığın rüya bir kâbus, gece uykun yine bir kâbus olur. Denemenize gerek yok, başlarından geçenleri dinleyin yeter. Sen onların mutlu görünüp sırıtmalarına aldanma sakın. Onların yalnız anlarını bir görsen…

Fazla lafa gerek yok. Bakın Atalarımız neler söylemş: Ak akça kara gün içindir. Sakla samanı gelir zamanı. Köpeğe gem vurma kendini at sanır. Yalama inek kasabın bıçağını bile yalarmış. Damlaya damlaya göl olur. Damlalardan sel olur. Kimi nehirlerden geçer, kimi de bir kaşık suda boğulur. Ağaç yaşken eğilir ve Eğik kalırmış. Bilinmeyen aş, ya karın ağrıtır ya da baş. Taş taşırım laf taşımam. At binenin kılıç kuşananın. Eğri bacadan doğru duman çıkmazmış. İlk düğmeyi yanlış iliklersen bütün düğmeler yanlış iliklenirmiş. Minareyi çalan kılıfını hazırlarmış. Körle yatan şaşı kalkarmış. Üzüm üzüme baka baka kararırmış. Kurt dumanlı havayı severmiş. Dumanlı hava kurdun hoşuna gidermiş. Duvarı nem insanı gam yıkarmış. Tilki çakaldan, çakal da kurttan korkarmış. Meydan okuyan gazel okuyandan farklıdır. Sallabaşını al maaşını(!)…

Unutma ki bal veren arının kuyruğunda iğnesi de varmış.