Zihinler Bulanırsa
Su bulanırsa durulur. Zihinler bulanırsa yorulur. Aklı evvel olanlar ya da aklını fikrine uyduranlar, kurdukları planlarını yalanlarla süsleyerek halk pazarında pazarlamak için tellalların karnını doyurarak avaz avaz bağırmalarını ellerline verdikleri bir davul birde tokmak san ki, ne kadar ahmak var diyerek meydanları inleten çığırtkanların ve iş birlikçilerin şuursuz beyinlerinden gelen menfaatine dönüşmüş ilkelerinin, kemiği olmayan dilden, ağız boşluğundan çıkarılan nefes ile ellerine verdikleri borazanlarla meydan meydan dolaştırarak geleceğe yön vermeye çalışan, insanlıkla barışık olmayan menfaat Perestlerin istek ve arzularını yerine getirmek için kollarını sıvamış pehlivan görünümlü kişilerden oluşan güruhun, kendinden bihaber yaşayanların, tokmağı davula sert bir şekilde vurmasına engel değildir... Tokmağın gücü şuursuz bir bedenin hissiyatsız sesidir aslında. Davuldan çıkan gümbürtü, önce halkın dimağını bozacak ve doğru yolun yolcusu olmaktan insanlığı çıkaracaktır. Yönünün hangi yönde olduğunu anlamakta güçlük çekecek olan yolun yolcuları bu hengâme içinde darmadağın olarak pusulasız açık denizlerde yolculuğa çıkma cesaretini sağlayacak, dönüşü olmayan bir yolun yolcusu olmak için güç sarf edenlerin mutlaka bir hesapları vardır.
İşte günden güne bazı şeylerin kötüye doğru gidişi, işlerimizin menfaate dönüşünün, hak ve hakikatin gözetilmemesinin tek sebebi budur. Kültür denilen erozyona uğratılmış birikimlerimizin davranış olarak sergilediğimiz bu günkü halimizi mutlaka gözden geçirmek durumundayız. Atalarımız bu günkü halimizi görselerdi bizim için ne düşünürler acaba nasıl dua ederlerdi. Düşüncenin suç olduğu yerde, düşünmenin ibadet olduğu bir yer aynımıdır sizce?
İnsan dünyaya gelme şerefine bir kez nail olur. Bu şerefi layıkıyla yaşayabilmek için önce iman dolu bir gönül, sonra doğru bilgi ve şuurlu bir düşünce yapısına sahip olmalıdır. Bu yapıya sahip olanlarda önce bir kişilik, ardından şahsiyet ve şahsiyetli insanlardan da cemiyet, bu cemiyetten de medeniyet oluşur.
İşte geçmişimiz bu minval üzere yürümüş, yardıma muhtaç olanların yanında yer almış ve zaferden zafere ulaşmıştır. Büyümenin altında adalet, küçülmenin altında sefalet vardır.