Cüzdanla mı, Vicdanla mı Yaşıyoruz?
Ömrümüzün akışı, hayata bakışımızla doğru orantılıdır. Ya vicdandan bakılır hayata, ya da cüzdandan. Eğer cüzdanın hesaplamaları idrakimize bulaşmış ve etkisi altına girmiş ise dünya malının hamallığını yapar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken hiç yaşamamış gibi ölürsün. Dünyaya gelmemizin amacını kavramadan yaşarsan dertlerin ve tasaların kederine bürünür ve sürüm sürüm sürünürsün. Canlı olmanın yaşam zannedenlerle birlikte tamamlanan ömrün üç- dört metrelik kefenle son bulur. Tabuta upuzun uzatılır ve son yolculuğun yoluna dümensiz bir araçla çıkarılır ve bir çukura konularak bir an önce toprağı üzerine atanların yarışıyla son bulur. Geride kalanların üzüntülerini paylaşanlarda çekilir gider. Ve birkaç günlük üzüntü her geçen gün azalarak sende unutulanların ve ara sıra hatırlananların arasında yer alırsın.
Geride kalanlar da aynı yoldan gider iseler sonuç yine değişmez aynı olur. Birde başka açıdan bakalım. Vicdan ile hayatlarını idame ettirenler idrakleriyle beraber yaşadıkları için çalışmalarını ve kazançlarını hem kendileri için hem de başkalarının hayatı için sarf ederler. Böyle sürdürülen yaşamda huzur vardır, mutluluk vardır. Genişlik vardır. Kendini uyuşturuculara bağımlı kılmaz. Stres denilen şey o aileye pek uğramaz. Psikologlara hiç mi hiç ihtiyaç duyulmaz. İşini bilir aşını bilir eşini bilir. Tamtamlarla yamyamlarla işi hiç mi hiç olmaz. Bir tek Allah’a kul olur başka korkusu da olmaz. Başı ile gönlü barışık yaşar.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, hepimiz ara sıra da olsa ölümü hatırlarız. Aklımızı zaman zaman meşgul eder. Ölümlü dünya deriz. Allah çektirmesin deriz. Bazen herkes ölecek sanki biz kalacakmışız gibi davranırız. Ancak bir bakarız ki en yakınımız göçüvermiş. Ya da biz aniden gidivermişiz. Var mı ölüme çare bulan. Var mı önceki yüz yıldan kalan. Her asır yüz binlerce kişi saklamış bağrında. Saklamaya da devam ediyor. Şimdi sıra onda bunda; yarın sıra sende… Yani bende. Biz vicdanla cüzdan arasında mıyız? Ya da bu hayatın farkında mıyız?
Bu sorunun cevabını hepimiz vermeliyiz. Umurumuzda mı diyorsanız yine de siz bilirsiniz…