Hak ve Hakikat
İki kelime; ancak üzerinde taşıdığı manayı dağlara yüklerseniz taşıyamaz. İnsan olmanın en yüksek derecesi onun üzerindedir. Müslüman olmanın tek olmazlardan olmazı içindedir. Yerkürenin dizayn-ı ondadır. En büyük şeref ve şanı onunla yaşarsınız. Onunla amel ederseniz yolunuz açık olur ve hedeflerinize kolay ulaşabilirsiniz. İnsan olmanın onuru ve şuuru onsuz olmaz. Onsuz yeryüzü hayat bulmaz. Onunla şenlenir ocaklar. Onunla bağdaşır bucaklar. Onunla genişler gönüller. Onunla şenlenir evler.
Evet değerli dostlar; hak ve hakikati ortaya koyabilirsek tüm insanlık aradığı gerçekle buluşur. Hayal ettiği samimi hedefine kavuşur. Hak ve hakikati kurmak ve korumak zorundayız. Şayet geleceğimizi güzel yaşamak istiyor isek, neslimize güzel bir miras bırakmak istiyor isek yapılacak tek şey hak ve hakikati yaşam tarzı olarak benimsemek, istemek ve yerleştirmektir. Bunun dışında tüm söylemler sana ne dünyanı ne de ahretini kazandırır. Bocalamaktan yanlıştan yanlışa yol almaktan, çamurdan çamura batmaktan başka bir şey göremezsiniz. Ömrünüz kurtarıcıları kurtarmaktan başka bir işe yaramaz. Sadece birilerinin basamağı olur yan ve yandaşlarının oyuncağı haline gelirsiniz. Değerlilerin ülkesi değil, değerler ülkesi olalım. Değerliler ülkesi omzumuzda yükselttiğim-izler in ülkesidir. Değerlerin ülkesi ise her kesimin hak ve hukuk içinde yükseldiği ülkedir.
Değerli dostlar, işin özünü şöyle tamamlayalım. Yaşadığımız ve yaşadıklarımızdan ders alarak hayatı değerlendirirsek tecrübe edinenlerden nasihat alırsak, samimi ilkeli kişilerle işbirliği yaparsak geçmişten ders çıkararak yolumuzu tayin edersek hatalarımız daha az olur ve pişmanlıklarımızı azaltırız. Aksi ise dededen toruna sorunlar yumağını bırakır hem kendi hayatımızı hem de gelecek neslimizi aynı sorunlarla baş başa bırakır dünyayı kendimize ve geleceğimize zinadan ederiz.
Hak ve hakikati kurtarmaksa hedefin,
Önce elinden düşsün o kadehin.
Örnek mi istiyorsun, işte sana en güzel örnek,
Kurtardı insanlığı senin peygamberin…
Kalın sağlıcakla…