M. Ali ÇINAR
Onuncu Köy
Bu Telaş Niye
Yayın:
Güncelleme:
Yıllardan beri hepimizin bildiği ve zaman zaman da yaşadığı bir gerçek var. O da “Deprem” korkusu. Evet deprem bir kaderdir. Olacaktır, olmaya da devam edecektir. Peki, tedbir olarak ne yaptık bu güne kadar. Her tarafta deprem için yapılması gerekenler yetkililer tarafından anlatılmaktadır. Efendim yanınızda deprem çantası bulunsun. İçinde su, elektrikli lamba, çekiç, gazlı bez vs. bunları anlıyoruz ama bir şeyi hala anlayamadık galiba. 1945 yılında taş üstünde taş kalmayan bir ülke var “Japonya” her gün defalarca deprem olduğu söyleniyor. Ancak hiç kimse deprem çantası hazırlayın diye bir şey söylemiyor. Deprem bir kaderdir dedik ve yeryüzü yasalarıdır bunlar. Ama binaların göçmesi kader değildir. Onun içindir ki, öğrencilerimize depremi anlatırken sıraların altına girmelerini söylüyoruz niçin derseniz çünkü binalarımız çürük. Binalar çürükse ustalar da çürük. Müteahhitler çürük. Mühendislerde böyle. Denetimler çürük, velhasıl çürümüş bir toplumun çıkarcıları işte bizleri böyle bir yaşama mahkûm etmişlerdir. Bu arada şunu da söylemem gerekiyor. İşini doğru yapanlara sözüm yok. Çok değerli şahsiyetlerin de var olduğunu, işlerini çok iyi yaptıklarını biliyor ve buradan onları kutluyorum.
Değerli dostlar; “Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah o toplumu değiştirmez” (Rad Suresi 11. Ayet) Yüce Peygamberimiz şöyle buyurmuş: “Nasılsanız öyle idare edilirsiniz” Hadis-i Şerif. Rahmetli Büyük Şairimiz Mehmet Akif Ersoy da bunlara ilaveten şöyle seslenmiş: “Kadermiş öyle mi, haşa değil bu söz doğru. Belanızı istediniz Allah da verdi doğrusu bu”. İşte böyle yeryüzü yasalarını doğru okuyamazsak yaptığımız yanlışların cezasını hep beraber çekeriz.
Sonuç olarak şöyle bitirelim. Ne ilmi doğru yerden aldık ne de dinimizi doğru öğrendik. Tut işini, kıl beşini, kaldır leşini dediler. Uyguladık. Cehaletin tahsilini yapmaktan bıkmadık usanmadık. El âlem aya giderken bizler tabanvaya binmeye devam ettik. Attık tuttuk mangalda kül bırakmadık. Sıraların altına girmekten de kurtulamadık. Malın esiri olduk yarını düşünmedik. Çalışmalarımız cesetlerimiz için değil geleceklerimiz için olmalıdır. “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” (ayet). “Başınıza gelen musibetler kendi ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır”(ayet). “İnsanoğlunun yaptığının karşılığından başka bir şey yoktur”(ayet). Daha birçok uyarı var yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim de. Ve sonuç, Ahlakı Kur’an dan, İlmi de dünyadan öğrenelim.
Saygılarımla.