Geri
M. Ali ÇINAR M. Ali ÇINAR Onuncu Köy

Vah! Vah! Vah!

Bizim Çocuk Bina Okur,
Döner Döner Yine Okur...
Yayın: Güncelleme:

Eğitim alanındaki sorunlar dün olduğu gibi bugün de çözülebilmiş değildir. Tam aksine artarak devam etmektedir. Sorumsuzluk, anlayışsızlıkla birleşmiş bir salgın olarak bu nesli zehirlemektedir.

Okullar büyük ölçüde genç nesilleri iyi eğiten ve faydalı bilgilerle donatan çağın ihtiyaçlarına cevap verecek yer olmaktan çıkarılıp diploma dağıtan bürolar haline getirilmiştir. Yetişen yeni nesli çağın sorunlarını çözebilecek bir nitelikte yetiştirmediğiniz an, faydalı bir fert değil zararlı bir alet olarak yetişmiş olur. Sorunlarınızı işe gönül vermeyen aynı zamanda ehil olmayan kişilerle tartışır ve paylaşırsanız ve bunları da rapor ederek yetkililere sunarsanız işte sonuç böyle vahim olur. Günümüzün insanı ürettiği malla değil tükettiği malla övünüyor. Adı duyulmayan ülkeler bize teknoloji satarken, dünya için iyi bir pazar olduğumuzu da göz ardı etmemeliyiz.

Bugün okullarda ders kâbus halini almış, diploma arzusu, istikbal endişesiyle çekilmesi gereken bir çile kabul edilmektedir.

Bilgi ve düşünce üretmekteki kısırlığının temelinde büyük ölçüde bu sebepler yatmaktadır. 2012 de okullrda mecburi öğretim 12 yıla çıkması işi dahada vahim duruma getirecektir. sadece yıl bakımından Avrupa örnek alınırken, yönlendirme teknikleri hiç örnek alınmamaktadır. Bu durumda okullarda, Eğitim ve Öğretim içinden çıkılmayacak bir kaosa dönüşecektir.

Eğitimde konu olan varlık insandır. İnsanı iyi eğitebilmek ise önce onu iyi tanımakla mümkün olur. İnsan akıl ve irade sahibi bir varlıktır. İnsan eğitilirken bu özellikleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Bunun için doğuştan gelen yetenekleri keşfetmek ve geliştirmek okul denen kurumlara düşmektedir. Çağın ihtiyaçlarına cevap verecek müfredatı hazırlamakta yetkililere düşerken eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin katkısı mutlaka olmalıdır. Öğrencinin ilgi duyduğu mesleğe öğrenciyi yöneltmek ve o meslekle buluşturmak İlköğretimin temel amacı olmalıdır.

Bugün öğrencideki istidat ile ulaşması gereken meslekler arasında büyük engeller vardır. İnsanımızın yüzde doksanı arzu ettiği bir mesleğe ulaşamamıştır ve halâ bu engeller devam etmektedir. Ulaştım zannedenlerin bir çoğu da sonunda pişman olmuştur. En acısı da halâ geçmişimizden ders almayıp, kâğıt üzerinde yapılan değişimler ve uygulamada bir sonuç vermeyen yeni müfredatın da pek bir şey sağlamayacağı açık seçik görülmektedir. Sadece yenilik diye bir yanlıştan başka bir yanlışa geçiş yolları denenmekte, öğrenci ve veli umutlandırılmaktadır. Eskisi bilgilendiriciymiş, şimdiki yapılandırıcı olmuş. Ne fark eder. Sonuçta yine bilgiler sorgulanmayacak mı? Yazılı sınavlar olmayacak mı? Ve her yıl olduğu gibi bu sonuçtan da verim alınamayacağı açıktır. Bu yanlışlardan ve uygulamalardan biran önce vaz geçilmelidir. 

Yapılması gerekenler, yetişen yeni nesli okul denilen kurumlar vasıtasıyla öğrencinin istediği bir meslekle buluşturmak istiyorsak, bunun için eğitimin her kademesindeki aksaklıklar giderilmeli, müfredat programları çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmeli, neslin iyi yetişmesi için de eğitimin kalitesi yükseltilmelidir. Çare mi istiyorsunuz. Hakikaten eğitimde başarılı olmak istiyor muyuz? Gelişmiş ülkelerin metot ve yöntemlerini neden inceleme zahmetinde bulunmuyoruz. Adamlar gelişmiş ise, bu gelişmeye ışık tutan öğretim metotları incelenmesi gerekmiyor mu? oradan alacağınız metot ve teknikleri öğretmenlerinizle paylaşırsınız, kendi ülkenizde müfredata eklersiniz, başarıyada böylece ulaşmış olursunuz. Eğer bugün uyguladığımız müfredat örnek bir müfredat olsaydı önce muasır medeniyete bizler ulaşırdık. Avrupalı da bizden almaya çalışırdı. Şuan ki Eğitimden öğretmen memnun değil, veli memnun değil, öğrenci memnun değil, ama biz uygulamada hala ısrarla canla başla devam ediyoruz. Bırakın değişmeyi ve gelişmeyi, dünyada ki gelişmeleri takip bile edemiyoruz. Çağın teknolojisi hepimizi esir aldı malesef.

Evet değerli dostlar, Bizler bu Eğitim işini gerçekten çözmek istiyorsak, kendi ülkemizde bu işin doğru olmadığını iddia edenlere söz hakkı verelim, onlar için açık oturumlar tertipleyelim, konuşturalım konuşan Türkiye olalım. Açık açık bu konuyu ele alıp tartışalım. Bu iş oldubittiye getirilecek bir hadise değildir. Sonra yapılan hataların bedelini çok ağır öderiz.

Elmanın tadını rengini, oluşumunu öğrenciye lafla anlatmaktan artık vaz geçelim. Öğrenci elmayı alacak, inceleyecek, tadacak, bakımını yapacak ki bir şeyler öğrensin. Bizler her şeyi lafla anlatıyoruz. Bilgi öğretmek o işi tarif etmekle olmaz. Yaparak görerek olur. Temelinde sevgi, ilgi ve bilgi olmadan da hiçbir eğitim faaliyeti başarılı olamaz. Geç alınan tedbir, tedbirsizliktir...

Sonuç olarak diyebiliriz ki,Öğreten değil, öğrenen bir eğitim sistemi, aynı zamanda öğrencinin arzuladığı bir mesleğin yolunu açan ve öğrencinin istidatına uygun bir meslekle onu buluşturmak en geçerli bir yol olduğunu düşünüyorum.

Duyarsam unuturum,
Görürsem Hatırlarım,
Yaparsam, bilirim...
Çin Atasözü


Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Haluk Ali Pektaş
21.09.2007 / 11:53:31
Eğitimin içinde yıllarca bulunan biri olarak,yapılan tespitlere katılmamak mümkün değil.Ben biraz daha ileri giderek "Milli Eğitim"in milli felaket denilecek boyutlara ulaştığını düşünüyorum.Milli eğitimi eğitim ve öğretim olarak düşünürsek,eğitim kısmını dışarıda tutmak!..,belki sadece öğretim demek gerekiyor.Dershanelere gitmeden yüksek öğrenimin de elde edilme şansının olmaması,acaba milli eğitim ne yapıyor?sorusunu akla getirmiyor mu?Okullarda ki gençliğimizin ne durumda olduğu,davranış ve ahlak arızasının hangi boyutlara ulaştığı herkesce malum.Bir uygulama yanlışlığının olduğu aşikar.Uzun yıllardır değişik sistem uygulamaları ile "Kobay faresi" konumuna getirilmiş,bir milletin temel dinamiği olan milli eğitimin muhtevasıyla,adeta kasıtlı oynandığı düşüncesine kapılmak evham sayılabilir mi? Pedegojik formasyon ve eğitim metodlarını bir tarafa koyup;birileri ağaç yetiştirirken,biz bir duvara ağaç resmi yapıp altına ağaç yazısını yazarsak çok mahsul bekleriz daha...Kolay gelsin..
İslam ERDEM
21.09.2007 / 21:15:51
Eğitimde konu insandır.Sistem insanı mutlu etmelidir.Bugün insanımız mutsuz ve yarınından da endişelidir.Eğitimcilerimizin hepsinin görüş ve düşüncelerinin hülasası olan geniş katılımlı bir Eğitim Sistemi oluşturulmalıdır.Biz yanlışı kolay anlıyoruz ama yerine doğruyu koyamıyoruz.Hoşumuza giden sistemi bütün olarak alıyoruz.Halbuki hoşumuza giden kısımlarını alıp ,düşünce ağırlığı kendi insanımıza uygun olacak sistem kurmalıyız. bugün Üniversitede dahi öğrenci branşlaşamıyor.Çocuklarımızın ilgi,istek,yeteneklerini konu alan yönlendirmeli sisteme süratle geçmeliyiz.İlköğretim 5 veya 6 dan itibaren geçilecek Yönlendirilmeli sistem tek çözüm gibi görülüyor.Zaman geçirmeden bunun altyapısı gerçekleştirilmelidir.Bu sistemin temelini uygulamalı eğitim oluşturmalıdır.Bu arada Haluk abinin düşünceleri ilgi çekici ve şahane.Deneme yanılma yöntemini biz kullanmayalım artık.İyiki varsın Hocam.Saygılarımla.
musa gürol
23.09.2007 / 00:16:23
Şu anda yürürlükte olan eğitim sistemi incelenecek olursa öğreten değil öğrenen bir eğitim sistemi olduğu görülür.Bizler ne kadar i şimizi kaliteli yapmaya çalışırsak sonucun o kadar kaliteli olacağı aşikardır.Öğrencilerimize gerçek manada rehberlik edebildiğimiz oranda başarı yakalanacaktır.Ama önce mevcut sistem iyi incelenip kendimizi yenileyebildiğimiz ölçüde faydalı oluruz.Öğretmenlerimiz öğrenci merkezli eğitim sistemini iyi kavrayıp çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmaları gerekiyor.Sorun ne müfretdatta,ne sistemde,ne öğrencide ve ne de velidedir.Sorun ne iş olursa olsun işimizi benimseyip kaliteli yapmada,ihlasta ve ihsan duygusundadır.
M. Ali Yiğit
25.09.2007 / 22:52:15
Bu yazılan tespitlerin hepsi çok doğru,çok güzel. Hiç şüphesiz, Türkiye bu çözüm yollarını uygularsa kısa sürede dünyanın en iyi ülkeleri arasına girer. Yoksa ...

YAZARIN SON YAZILARI

Çocuklarımız ve Çevremiz

Çocuklarımız ve Çevremiz

Bir asır denilen kısa bir zaman şu anda dünyada bulunan insanları yutmayacak mı?
Devlet ve Din

Devlet ve Din

Devletin yaşaması için Diyanet bir sigortadır.
Şeytanın Hilesi

Şeytanın Hilesi

Şeytanın metotlarını öğren, şeytanları göreceksin.
Biz Böyle Değildik Gardaş

Biz Böyle Değildik Gardaş

Biz Böyle Değildik Gardaş Bize Ne Oldu
Yine Sürpriz Çıkmadı

Yine Sürpriz Çıkmadı

Asgari Ücret Yine As-ga-ri-de kaldı
Yine Sürpriz Çıkmadı

Yine Sürpriz Çıkmadı

Asgari Ücret Yine As-ga-ri-de kaldı

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.