Beni Korkutuyor
Suç işleme oranı ve suç işleme tekniklerinin her geçen gün geliştiği ve geliştirildiği bir dönemi umursamaz bir şekilde yaşıyoruz. Okullarda zekâ geliştirme yöntemleri her geçen gün geliştirilmekte ancak, gelişen zekânın müspet yönde değil menfi yönde kullanıldığını çoğu insanımızda alenen görmekteyiz. Ham madde olarak okula gelen, işlendikten sonra hayatın içinde yer alan çoğu insanın pekte iyi yetişmediğini hepimiz görmekteyiz. Zannediyoruz ki, alınan polisiye tedbirleriyle, ya da çıkarılan yeni kanunlarla bu işin üstesinden geliriz. Aslında aldığımız önlemlerden kendimizde pek umutlu değiliz. Boşta durmuyoruz hani… Bir yanda hapishanelerin sayısını çoğaltırken, diğer taraftan rahatı iyi olanların eğlence cümbüşü alabildiğine devam ediyor. Bazı çıkarcılar içinde bu bulunmaz bir ortam. Ortalığın kargaşasını inceleyen akademisyenlerden ise suçlar ve suçlular üzerine nameler… Ağzı olan konuşuyor. Hiçbir konunun çözümü yapılamıyor, sadece konuşuluyor… Bir zihin bulanıklığı almış yürümüş. “bir okul yaptıran bin hapishane kapatır” sözünün pek anlamı kalmadı günümüzde. Yapılan araştırmaların gösterdiği suç oranı tablosu ise ürpertici. Suç ve suçluluk oranı her geçen gün artmakta, hiç okul görmeyenler okulda okuyanlara oranla daha az suç işlediği de hesaba katılırsa tekrar oturup şapkamızı önümüze koyup iyi bir düşünmemiz gerekmektedir bence. Buda gösteriyor ki, "ilim beyinden kalbe inmediği sürece ilim olmuyor" ve insanlığa yön vermiyor. Başka bir açıdan konuyu ele almamız gerekiyorsa, okullarımızda öğretilen bilgilerin %80 ni hayatla irtibatlı olmayışı ve öğrendiklerini hayatta kullanmak için alan bulamadıklarının verdiği bir sonuç olarak da değerlendirmemiz gerekiyor. İnsan neden suç işler? Bu sorunun cevabı en ince ayrıntısına kadar uzmanlarca düşünülmeli ve suçları en aza indirgeyecek çözümler bulunmalı. Bir ülkenin hapishaneleri, akıl hastalıkları hastaneleri ve normal hastaneler incelendiğinde o ülke için gereken bilgiyi buralardan alabilirsiniz. Ayrıca polis sayısı yıllara göre azalma ya da çoğalma oranı gözden geçiriliyor ve değerlendiriliyorsa, görülen sonuçlarında bizlere bir şeylerin düz ya da ters gittiğini gösterir kanaatindeyim. Her on yılda on milyon insanı hayatın içine itiyoruz. Şu an ilköğretim ve orta öğretim de okuyan on beş milyon genç var. Eğer bizler bunları hayatın şartlarına (mesleklerine) uygun birer fert olarak yetiştiremezsek, onlara dünyada geçim sağlayacak işleri öğretmezsek yarın karşımıza zararlı birer alet olarak çıkarlar. Bu sorunu da kolay telafi edemezsiniz.
Her ülkenin sorunları vardır. Olacakta… Sorunlarını en aza indirgeyen ülkelerin çalışma şekli incelenerek çözüm üretilirken o ülkelerin sosyal durumları da incelenmelidir ve iyi tarafları örnek alınmalıdır. Maalesef Eğitim-Öğretim de yapılan değişiklikler yetişen nesil-e yön verebilmekten uzak olduğunu bugüne kadar gördük ve hepimiz yaşadık. Bu konuda yapılan çalışmalardan gelecek için yine kaygılıyım. Çünkü yapılan çalışmalar öğrencide yetenek ortaya çıkarma yönünde olmadığı gibi, var olanları da kaybedeceği endişesini taşıyorum. Bunun sebebini ise kısaca şöyle açıklamak isterim. Öğrencilerimizde her zaman olduğu gibi günümüzde de yapılan uygulamalar yetenek ortaya çıkarma gibi bir çalışmanın olmadığını, yine eskisi gibi bilgi ağırlıklı zekâ seviyelerinin ölçüldüğüne tanıklık etmekteyim. Bunu ben her gün içinde bulunduğum eğitim camiasının içinde açık seçik görmekteyim.
Sonuç olarak endişemi şöyle dile getirerek konuyu tamamlamak istiyorum. Ülkemizde meslek liselerine çok önem verilmeli. Bilgi ağırlıklı değil, beceri ortaya çıkarma ağırlıklı programların yapılması kanımca daha uygun olacaktır. Mesleği ile ilgili bilgi ağırlığı olmalı, ancak gereksiz dersleri vererek öğrencilerin kıymetli zamanları alınmamalıdır. İlköğretim de okuyan öğrencilerin yetenekleri keşfedilerek arzu duydukları mesleklerin yolu açılmalı, en az % 60 oranında yetişen nesil mesleklere yönlendirilmelidir. Aksi halde işsiz ve güçsüz, elinden bir iş gelmeyen insanlarımızın sayısı artar ve bu da toplum için tehlike arz eder.
Geç alınan tedbir tedbirsizliktir diyor hepinize saygılarımı sunuyorum.
#