Belediye otobüslerinde ön kapıdan binen yolcular şu anonsu ara sıra duyarlar. “ilerleyelim beyler, gerilere doğu”
Yayın: Güncelleme:
Değerli dostlar, değişmeyen toplumlar gelişemez. Gelişmeyen toplumlarda çağa ayak uyduramaz. Ne yazık ki değişemedik, değişemeyince de gelişemedik. Bol nutuklar attık yürekleri kabartan. Çok nasihatler dinledik bir işe yaramayan. Görünmeyen bir şeyler vardı san ki yolumuzu kesen. Halkın mutluluğu için yapılanlar ve yapılanmaların devamlı önü kesiliyor, halka verilen sözler iktidarlar tarafından yerine getirilemiyordu. Evet değerli dostlarım, buna rağmen yine de bu necip Millet kabuğunu kırıyor ve hedefinden şaşmıyor. Çünkü özünde güzellikler ve öz değerler var. Her ne kadar küllenmiş gibi görünse de, üflendiğinde aniden köze dönüşecek cevher mevcuttur yüreğinde. Bunu hiçbir güç bu güne kadar silemedi, silemeyecek de. Kolay değil tabi ki, bir mum yakıp onun ışığını yaymaya çalışmak. Bu Fırtınalı ve puslu havada yapılan yolculuğun elbette ki bazı riskleri olacaktır. Özünde iman dolu bu Millet gönlünde yaşattığı saadet yolculuğuna devam edecek ve hiçbir engel tanımayacaktır. Karanlıktan yararlanan yarasalar aydınlığı sevmezler. Gaflette olanlarla delalette olanlara yapılacak telkinler onların uyandırılmasına vesile olabilir. Ancak hıyanet içinde olanlar için bu mümkün değildir. Onlar aydınlığa ve şeffaflığa düşmandır her zaman. Kendi çıkarları uğruna her fırıldağı çevirebilmek, fakirlik edebiyatıyla da halka mutluluk vermeyi değil, elinde olanı da almaktır amaçları. Evet değerli dostlarım, şöyle etrafımıza bir bakalım. Bizi birbirimize düşürenlerin hiç birini bu zamana kadar görebildik mi? Bizler tabanın, aynı zamanda fakir ailelerin yanlışlara bulaşmayan, ama birilerinin oyununa getirilen ve birbirimize düşürülen kenar mahallelerin ve kırsal köylerin masum çocukları değimliyiz? Birbirimizle kavgamız niye? Bizler aynı şeylerin hasretini çekmiyor muyuz? Yoksulluk ve işsizlikten kurtulmak, düşünce özgürlüğüne, demokrasiye kavuşmak, eşitlik ilkesini doyasıya yaşamak değil mi gayemiz. O halde neyi paylaşamıyoruz. Taban sağlıklı düşünmekten yoksun. Her şeyin bu kadar şeffaf olduğu bir zamanda halâ sağlamla çürüğü birbirinden ayırma güçlüğü çekiyorsak, halâ seçilmişleri seçme özgürlüğünün ne manaya geldiğini anlayamıyorsak gerçekten işimiz oldukça zor demektir. Zillet bizim onur kaynağımız olmuşsa işimiz daha da vahim. Allah bizlere öyle bir “Cennet” vatan bahşetmiş ki, insanın bu vatanda, bu topraklarda fakir kalması mümkün değil. Dört mevsimi doyasıya yaşayan dünya da kaç ülke var bizim gibi. Üç tarafı denizlerle kaplı, içinden akan çeşit çeşit nehirler, göller bizlerin ne kadar zengin bir yerde olduğumuzu haykırmıyor mu? Adı duyulmamış ülkeler bizi istila etti, ekonomide, teknolojide. Şaşkına döndük adeta. Ortalıkta mı kaldık ne? Sağa bakarken, sola bakarken yol alacağımıza, çemberin etrafında dönmeye başladık. Döndükçe başımız döndü. Yolumuzu kaybettik. Üreten değil tüketen bir toplum haline getirildik. Üretim toplumu olmadan ekonomide özgür olamayız. Üretebilmek içinde çağın ihtiyaçlarını tespit edip, yetişen neslimizi buna cevap verecek şekilde hazırlamamız gerekiyor. Bunun içinde çağın ihtiyaçlarına cevap verecek bir müfredat hazırlanmalıdır. Yoksa okullarımız aracılığı ile yetişen nesli oyalar ve anlayamadıkları bir hayatın içine iteriz. Bu görevi de eğitim camiası ve duyarlı veliler üstlenmelidir. Bunun için de gelişmiş ülkelerin eğitim metotları gözden geçirilip değerlendirilmeli, sonrada kendi geleceğimiz için çağa hitap edecek bir müfredat hazırlanarak genç neslin önüne konulmalı, görülen eksikliklerin eğitimciler tarafından tespiti yapılıp hızlı çözüm üretmek için merkezle diyalog içinde olarak çözüm sağlamalıyız. Aksaklıların tespit edilerek çözüm yollarını tıkamadan çaba sarf edersek değişim ve gelişim çok daha çabuk gerçekleşir. En önemlisi de, Eğitim-i ve Tarım-ı yabancı danışmanlardan arındırmalıyız. Kılavuzu Karga olanın... Bizim insanımız akıllı ve zekidir. Yeter ki doğru bilgileri önüne koyalım. Yeteneklerini ortaya çıkaralım. Bu Millet bütün engellemelere rağmen bu seviyeye gelmiş ise demek ki damarlarında asil kan halâ mevcuttur. Eğitimde ve Tarımda başarılı olamazsak geleceğimizi kurtarmamız hayalden başka bir şey olmaz. Yetişen yavrularımızı da çağın elinde oyuncak yapmış oluruz. Bunun hesabıda mutlaka bir gün sorulur.
Sayın Hocam ; Dediğiniz gibi MEVLAM bizlere hayli güzel bir VATAN bahşetmiştir.Fakat sizi yazılarınızda çok karamsar görüyorum.Bu karamsarlık bizim gibi VATAN'IN BİR KARIŞ TOPRAĞINA CANINI VERECEK OLAN İNSANLARA YAKIŞMIYOR.Her nekadar gelecek nesilden ümitsiz olanlar varsada , BİZE VE SİZ DEĞERLİ EĞİTİMCİLERİMİZE YAKIŞAN ; VATANINA , MİLLETİNE , BAYRAĞINA SAHİP ÇIKACAK NESİLLER YETİŞTİRMEKTİR.Üstat Necip Fazıl'ın Gençliğe Hitabe'sinde belirttiği, bilgili ve imanlı nesli bende karşımda görüyorun.Günümüz gençliğine Necip Fazıl'ın HİTABE'SİNİ anlatan yazılar ve makaleler okutulması gerektiğini düşünüyorum,siz ne dersiniz?.Karamsarlık yerine bu karamsarlıktan nasıl kurtulmalıyız konularını işlemenizin,yetişen yeni nesil açısından daha verimli olacağını düşünüyorum.Gerçekten muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğunu Büyük TÜRK MİLLETİ olarak biliyoruz..."VATAN İÇİN ÖLMEKTE VAR FAKAT BORCUMUZ YAŞAMAKTIR" Y.KEMAL... ALLAH'A EMANET OLUNUZ... NİĞDE'DEN SELAMLAR...
Ali ASİLHAN
29.04.2008 / 11:01:41
Sevgili dostum çok samimi,çok isabetli tesbitlerine,önerilerine katılıyorum.Ancak bu çok güzel ve özel ülkenin ve bu zengin çoğrafyada küresel güçlerin özellikle son 100 yılda oynadıkları hain oyunları bilmek tekrar okumak gerekiyor.1838 İngiliz-Osmanlı ticaret anlaşması ile başlayan,Tanzimat,Meşrutiyet ilanları,duyun-i umumiye,İstiklal Harbi ve 1918 Wilson Prensipleri,truman doktrini ,Marshal yardımı,NATO,AB gibi hem siyasi,hem ekonomik,hem dini yönü olan ABD ve Siyonist güçlerin projelerini iyi değerlendirdiğimiz vakit,Türk insanın metotlu bir yönlendirme ve yönetime tabi tutularak ağır ağır yerli işbirlikcilerle tutsaklığa götürüldüğünü görmemek için bu gün kör olmak gerekiyor.Yorumcu İlyas kardeşin iyi temenileri elbette yabana atılacak cinsten değil,Ancak düştüğünüzün farkına varmazsanız ayağa kalkamazsınız!Durum vahimdir.70 yıldır uyumanın biz bedelini öderken birileri meyvelerini topluyor!Gönüne,gönlüne sihat ve sağlık dilerim.
saime
30.04.2008 / 01:42:00
islama siz yakın bulup saldırıyorsunuz tayyip erdoğanın yaptığı icraatların çeyreğini baykal yapsa atatürk yapmıştınız adamı çoktan.
Hatipoğlu
30.04.2008 / 20:23:07
İslamı gereğince yaşarsak işte o zaman 4/4 lük adam oluruz. İslam yaşanılmadığı müddetçe; her ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim,tabiri rica etsek ağzımızla kuş dahi tutsak OLMAZZZZZZ.Bunu almak-anlamak istemeyen koca beyinlerimize yazalım.Yoksa DÜZELEMEYİZ...
Kadir DEMİR
1.05.2008 / 14:54:56
Abicim her gün kitap karıştırıyor,bir şeyler öğrenip uygulamaya çalışıyorum. Okuduğum kitapların hepsi de dini eğitimi şart koşuyor.Okumak İslamın emri, Peygamber efendimize (sav) de Allahın (cc) ilk emri "OKU" dur.Yeteri kadar dini eğitim almakta Farz-ı Ayn.Daha küçük yaşlarda iken çocuklarımıza bu eğitimi vermemiz şart.Verebiliyormuyuz,hayır.Ağaç yaşken eğilir sözünden yola çıkarak aile içerisinde ne verebiliyorsak o.Zira okullarımızda belirli bir yaştan sonra din dersleri veriliyor,o da ders olsa hani.Hal böyle olunca İslamı çerçevede gerekli eğitimi alamayan çocuklarımız maneviyattan uzak bir şekilde yetişmekte,yetiştirilmekteler.Zaman geliyor ebeveynleri dinleyen yok.İş zıvanadan çıkmış oluyor.Düzeltebilene aşk olsun yani.İçinde bulunduğumuz toplum bu.Çocuklarımızın durumu da ortada.Haydi şimdi yeni nesilden iyi şeyler bekleyelim.Geçeceğiz bunları...Eğer, toplumumuza adam olacak adamlar kazandırmak istiyorsak, tavizsiz, İSLAMI EĞİTİMİ vermek zorundayız.
yüreğinize,kaleminize, dilinize sağlık sevgili kardeşim.Yazınızı dikkatle ve sindire sindire okudum.Katılıyorum duygu ve düşüncelerinize...Geçmişinden..özünden..değerlerinden..öz benliğinden uzak ve kopuksistemlerle (EĞİTİM..)Nesillerimizi yetiştirdiğimiz müddetçe. yıllarca çalınan, dinlenen plak hep devam edecek.""İÇİMİZDEKİ B EYİNSİZLER YÜZÜNDEN BİZİ İNŞALLAH HELAK ETMEZ ALLAHIM""SELAM SEVGİ..DUA..Sevgili Kardeşim.Hikmet YILDIZ..İZMİT.
İsmail Dağ
7.05.2008 / 00:29:24
Bence fazla karamsar olmaya gerek yok. Biz de olabildiğimiz kadar adam olalım.Önemli olan taşların üstüne bir taş daha koyabilmek.Kimse bizden dünyayı kurtarmamızı istemiyor ki.Hem biz Donkişot muyuz?
ismail koç
8.05.2008 / 01:17:24
sevgili hocam toplum olarak zaten bizler herşeyi mahvetmeye calışıyoruz istisnalar hariç hala aynı sistemde yönetilirse hiç bir şeyde başarılı olmaz bu ülke ve bakınki görüyoruz yıllardır yozlaşmış bi siyasetle yönetilen türkiye nasıl başarılı olsunki inanın türkiye tarım alanlarıda dahil olmak üzere ve bir o kadarda ormanlık alan istila ve talan ediliyor kompredör uşaklarına ve villalar fabrikalar kuruluyor aslında bizim TC NİN kuruluşundan sonraki dış siyasette türkiyenin kendi kendine yeten bir ülke olmaktan cıkartılıp dışa bağımlı bir ülke olmasını sağladılar bunuda başardılar dış mihraklar inanın bu durum içler acısı
Hasan KISA
8.05.2008 / 10:21:00
Sayın Hocam,
Hakikaten çok önemli bir konu.Ancak yorumlara bakıyorum bunda bile siyasi çıkar düşünenler var.
"GEÇMİŞİNİ BİLMİYEN BİR İNSAN GELECEĞİNE YÖN VEREMEZ".
Maalesef, yıllardan beri Ülkemizde olan bu eğitim sorunu bizi bu hallere düşürdü. Yıllarca bize geçmişimiz tam olarak okutulmadığı gibi Birde Karalanarak bizlere verildi. Eğitim Bir İnsanın,Bir Toplumun ve bir Milletin Geleceğine yön verecek konu. Bizlere ne okutuldu Zamanında;"Sütünü İç Uyu,Top oyna uyu,İp atla uyu. Uyu Ali Uyu" Hala o uykudayız hocam. Bir türlü uyanamadık. Türk Övün,Çalış Güven Diyen Atatürk'ün sözlerei maalesef Duvarlarda bir yazı olarak kaldı. Eğitim Müfredatı, Tarım politikası değişmediği müddetçe uyumaya, hala top oynayıp uyumaya devam edeceğiz gibime geliyor.. Japonyadaki eğitimi herkes biliyor. Hroşimada açık hava müzesine daha ana okulu yaşındaki çocuklar oraya götürülüp, çocuklara geçmişleri,atılan bomların durumu anlatılıp öğretiliyor. Biz daha yeni yeni Çanakkale ruhunu anlamaya başladık.