Kim Doğru Söylüyor
Yoğurdum kara diyen olmazmış. Olmadı da. Olmayacak ta. Ama ne kara ak oldu, ne de ak kara. İki renkte duruyor yerli yerinde. İş bilmeyen işgüzarlar, işbaşına oturtulup, işin usulünü bilmeyen vatandaşlarımıza kendi dilleriyle kendilerini aklayarak, bilmediklerini de saklayarak kandırmacılık oyununu oynamaya devam ediyorlar. Sıkıntı, ehil olmayanlar iş başında, acaba bu yanlışlar kaç yaşında. Vatandaş tatlı dil ve tatlı söze tatlı tatlı bakıyor ve kandırılıyor. Sağlamla çürüğü ayırabilecek bir yapı da ortadan kalkmış, toplumun çoğunluğu menfaatine uygun konuşmaya başlamış, yanlışa da doğruya da alkış… Sonuç malum. Kim ne kadar doğru konuşuyor ya da doğruyu biliyor. Bir yerde siyasete ve ticarete hile karışırsa o yer çökmeye ve yok olmaya mahkûmdur. Siyaseti ve ticareti hak ve hakikatte kullanmadığımız takdirde kendi kendimize ve geleceğimize yazık etmiş oluruz. Toplumun her kesimi bu yanlıştan bir gün mutlaka nasibini alır. Herkes iştihad yapıyor ama cumhur yok, cumhurun kararı yok. Cumhurun görüşü olmayan iştihadlar halkın büyük kesimini mutlu edemeyeceği gibi, toplumlarda tedavisi mümkün olmayan yaralar açar. Yöneticilere karşı güven azalır. İlim adamları gözden düşer. Önüne gelen fetva vermeye başlar. Bu da demek olur ki, herkes birbirini taşlar, önüne geleni de haşlar. Ne yazık ki günümüzde doğrular hak ve adalete göre değil, menfaatlere göre algılanmaya başlanmıştır. Böyle olan toplumların ömrü maalesef kısalır. Paylaşımlar menfaate göre ayarlanır. Ayrımcılık ve kayırmacılık alır başını gider. Çıkarlar ön plana çıkarılır. Kuvvet hakta değil güçte olmaya başlar. Kim güçlüyse o haklı sayılır. Evet, bu saydıklarımı menfaat üzerine kurulmuş sistemler, ya da o sistemi ele geçirenler rahatlıkla uygulama alanı bulabilirler. Ancak hak yemenin ne anlama geldiğini bilenler bu işe ne soyunur ne de uygular. Bu durum menfaatinin esiri olmuş nefisler için bulunmaz bir fırsattır. Ama nereye kadar gider. İşin püf noktası da bura da. Hangi işte olursa olsun, yapacağınız iş ahlaka uygun olmayan bir iş olursa yaptığınızı çok pahalı ödersiniz. Bu hem sizden hem de gelecek neslinizden çıkar. Öyle bir çıkar ki, feryadın şarktan ve garptan duyulur. İnsanların hak ettiği hakkı vermeyenlere lanet olsun. Adam ayırıp adam kayıranlara hakkı korumayanlara lanet olsun. Haklının tarafını değil de güçlünün tarafını savunanlara lanet olsun. Mazlumun hakkını yiyenlere lanet olsun. Her nefis ölümü tadacak ve yaşamındaki uygulamaların hesabını bir gün mutlaka verecektir. Bugünün yarını da var. Geçmiş kadar uzak gelecek kadar yakın yoktur.
Sonuç olarak diyebilirim ki, vicdanen huzurlu olmak isteyenler, yapacağı her işi vicdanına, vicdanını alabora etmek isteyenlerde cüzdanına danışsın.
Önemli not: üç şey insanın gece uykusunu kaçırır,
1- Gündüz işlenen kabahatler.
2- Yarın yapacağın toplum menfaatine uygun güzel bir iş.
3- Biri de gündüz vakitsiz uyumak.
Kalın sağlıcakla… değerli dostar...