Başka Türkiye Yok
Değerli dostlar,
Çok iyi niyetli, vatanını ve milletini seven sağduyulu insanlar bazen, çok art niyetli ülke ve millet düşmanlarını hedeflerine gitmelerinde yardımcı olarak koltuk değnekliği yapmış olabilirler. Karanlık emellerine ulaşmak isteyen iyi görünümlü içi alaca insanların her zaman ülkemizde var olduğu aşikârdır. Vatan millet deyip halkına şık görünen aynı zamanda çıkarları için her türlü hileyi mubah görebilen bu art niyetli kişilerin beslendiği kaynaklar hak edilerek elde edilmiş kazanç değildir. Bunlar her zaman hazırdan beslenen aynı zamanda ülke sevdalısıymış gibi görünüm sergileyen içi başka dışı başka gerçek kimliğini kaybetmiş, nereye hizmet ettiğini bilemeyen fikir semaları ters dönmüş kişiliksiz insanlardan oluşur. Onlar ki, kendi oluşumlarını bozacak bütün kurum ve kuruluşları yaşatmamak için ellerindeki tüm imkânlarını sonuna kadar kullanmaya çalışırlar. Yeryüzüne düzen getirme hayaline kapılıp insanlığı fesada boğan bu işgüzarlar hem geleceklerini hem de insanlığı mutsuzluğa götüren yolların tamirini yaparak saadete giden bütün yolları farkında olmadan kapatmaya çalışırlar. İnsanlığın gafleti de bu oluşumların önünü açar.
Değerli dostlar,
Dünyanın en güzel yerinde bulunup güzel yaşayamamanın acaba sebebi nedir hiç düşündük mü? 26 Ağustos 1922 de bu güzel vatan dış düşmanlardan temizlenmiş. 86 yıl olmuş Cumhuriyetimizin kuruluşu. Gelişmemize bakarsak pek iç açıcı değil. 1939 da ikinci dünya savaşı başlamış tam 5 yıl sürmüş. Başta Japonya olmak üzere Almanya ve birçok ülke zarar görmüş bu savaştan. Bizim ülkemiz bu savaşta yer almamış. Yani 86 yıldır savaşa girmemişiz. Peki, neden savaşa giren ve taş üstünde taş kalmamış ülkeler teknolojide ve ekonomide kalkınmışlar da biz neden bir arpa boyu yol alamamışız? Bu güzelim ülkemizin insanları birbirleriyle neden boğuşturuluyor. Bir türlü neden bitmiyor bu kavgalar. Altı yüzyıl cihan imparatorluğu kurmuş bir neslin evlatları olarak bize bu günkü durum yakışıyor mu? Birbirimizin kurdu olmuşuz sanki. Acaba hatalarımız nereden kaynaklanıyor, oturup ta başımızı öne eğip tarafsızca düşüne bilme imkânını kendimizde görebildik mi? Bu topraklar bundan sonra bölünmeye tahammül edemez. Bunu bütün dünya böyle bilmeli. İçimizde böyle bir niyeti olanlar da varsa eğer boşuna hayal kurmamalarını tavsiye ederim. Aklınızdan bile geçirmeyin derim. Bu topraklarda yaşayan, bu ülkeyi vatan kabul eden her insan birinci sınıf vatandaştır. Bu ülke üç beş kişinin ülkesi değil, bu topraklarda yaşayan her insanın ülkesidir. Birbirimizle didişecek zamanımız yok. Bu kavgalar hepimizin aleyhine olur ve mahvoluruz. Farklı farklı ırktan da olsak biz birbirimizi seviyoruz. Yalandan ve talandan yana olmayan her insanı kardeşim gibi seviyorum. Dik duran, fırıldak olmayan her insan benim öz kardeşim gibidir. Hangi ırka sahip olursa olsun. Yeter ki, bu vatanı sevsin. Burada kalmayı benimsesin. İçimizde bulunan talandan ve yalandan yana olan riyakâr insanlara da gereken ders verilmelidir. Bu güzelim ülkenin kıymetini bilelim ve sahip çıkalım diyorum. Ama uyanık olarak, bu topraklar üzerinde yaşamak kolay değildir. Bir anlık gaflet bile çok pahalıya mal olabilir diyor hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum değerli okuyucularım.