Çocuklar Ağlamasın
Acılara boğulup, sokak sokak kovulan,
Bir köşede yer bulup, orda sessiz uyuyan,
Kimi ekmek bulamaz, kimi soğuktan donar,
Kimse hesaba almaz, yok mu sizi koruyan…
Evet değerli dostlarım,
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını ülkemizde büyük bir coşkuyla kutladık(!) Bu yıl yanılmıyorsam 89. yıl dönümü. Bu Bayram Mustafa Kemal Atatürk’ün bütün dünya çocuklarına armağan ettiği anlamlı büyük bir bayramdır. Ankara’ya davet edilen yabancı ülkelerin çocuklarını büyük bir titizlikle karşılarken, kendi ülkemizde sokaklardaki yaşayan çocuklara bakış açımız acaba nasıl? Çeşitli ülkelerde çağın en korkunç silahlarıyla katledilen minik yavruların bayramları hiç olamayacak mı? Bir yanda bayramlar kutlanırken diğer yandan suçsuz günahsız çocukların acıları dinmeyecek mi? Hep seyirci mi kalınacak? Bir tarafta ödül alan çocuklar, diğer tarafta yas tutanlar, bir tarafta çocuklar hakkında şık sözler söylenirken diğer tarafta kefenlere sarılan yavrular. Aynı gezegende oluyor bunlar. Bu olayların karşısında gıgı çıkmayan yetkili ve etkili kişiler. Dünya devletlerinden davet edilen Ankara’ya getirilen çocuklar yaklaşık 15 gün gezdiriliyor ve eğlendiriliyorlar. Ne güzel. Peki, 23 Nisanda bayram günü bile tatili olmayan paslı isli yerlerde boğaz tokluğuna çalıştırılan miniklere ne zaman sahip çıkılacak? Bu yazdıklarım ağaların ve beylerin hiç hoşuna gitmeyecek bunu biliyorum. Çünkü onlar kendi çocuklarıyla meşguller. Bizim çocuklarımıza da bol bol nasihat veririler. Baklava çaldı diye yıllarca mahkûm edilen yavruların hakkı ne zaman verilecek. Canı çekmiş almış işte diyemediler. Öbür taraftan buharlaşıp giden bankaların hesabını kim soracak? Yoksulun ve fukaranın kaderi mi bu? Sormak istiyorum kusurlu bedenlerini kumaşlarla kamufle eden şık beylere, gerdan kırarak yapmış olduğunuz açıklamalar artık bizleri tatmin etmiyor. Aynı hikâyeyi sunuyorsunuz her yıl. Aynı şiirler okutuluyor çocuklarımıza. Yarınlar sizindir diyorsunuz. Alkışlar alıyorsunuz. Cesaretiniz varsa kenarda ve köşedekilere kamera uzatın bakalım onlar ne diyecekler? Ne olur bir defaya mahsus yapın bunu yüreğiniz yetiyorsa. Kendinizi ondan sonra beğenin, kenarda kalanlar beğenirse…
Evet değerli dostlar, Bütün dünya çocuklarının bayramı değil mi bu bayram? Dün Bosna’da, Irak’ta, Afganistan da, bugün Filistin’de, Azerbaycan’da yarın başka bir yerde suçsuz günahsız çocukların feryadı hiç dinmeyecek mi? İnsanlık bu feryatlara hep kulak mı tıkayacak? Duymayacak mıyız? Umursamayacak mıyız?
Dünya hepimize yetecek kadar geniş ve cömert aslında. Öğrenemedik paylaşmayı. Doyuramadık aç gözümüzü. Vazgeçemedik savaşlardan. İnsan insanın kurdu olmuş adeta. Unutmayın, bu dünya kimseye kalmayacak. Siz sayın yetkililer, gerdan kırarak saygı bekleyen vekillerimiz. Bizler sizleri niçin vekil tayin ettik.
Bu gün bunları görmemezlikten gelirseniz, yarın kendi çocuklarınızın da akıbeti böyle olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Bu gün bana yarın sana. Varsa bir yanlış düzeltilmeli, Bil ki, yanlışın uzundur eli…
Hepinize saygılarımı sunuyorum değerli okuyucularım...