Daha Çoook Okul Açarız
İçi doldurulamayan her şey boştur. Okul açmak, ya da okullu olmak eğitim almak ya da bilgi öğrenmek anlamına gelmez. Kalkınmışlık eğitimle doğru orantılıdır. Uzunlukları metreyle, ağırlıkları kilogramla, sıvıları litreyle ölçeriz. Kalkınmışlığın ölçüsü de eğitimdir. Eğer dünya ülkelerinden teknolojide geri kalmış isek bunun bir tek sebebi vardır o da “Eğitim” de ki başarısızlığımızdır. Yetişen nesli üreten bir nesil haline değil de tüketen bir nesil haline getirirseniz geleceğiniz için tehlikeli adımları atmaya başlamışsınızdır demektir. Kalkınmanın temelinde eğitim ve yetişen nesil vardır. Önce eğitim politikanız olması lazım. Aynı iktidarlar döneminde bile değişik uygulamalara gidilen bir yöntemle nereye varılır. Yazboz tahtasına döndü artık. Hala inat ediyoruz. Masa başından cephe idare etmekten bir türlü vaz geçemedik. İstidatla meslek arasındaki engeller bir türlü kaldırılamadı. Kaldırılması da oldukça zor görünüyor. Sorunları yaşayanlar çözüm üretebilirler. Kendi kendilerine sorunları anladıklarını zannedenler ise sadece yeni yanlışların yolunu açmış olurlar. Bu da deneme tahtası olma yolunda hızla yol almaya yol açar.
Okuyan şikâyetçi, okutan şikâyetçi ancak yetkililer bu sorunlara çözüm üretmek yerine kendi kendilerine yeni bir şey bulduklarını zannettikleri başka bir yöntemi sahaya çıkararak doğru bir şey yaptık zannediyorlar. Bulduk zannettikleri her şey sadece üç ya da dört yıl sürüyor. Çünkü kendilerinin dışında işin çilesini çeken eğitimcilerin görüşleri yok. Olanlarda onların yanlışlarına doğru diyen işe gereken önemi vermeyip kafa yormayanlardandır. Bu durum onların nefsini okşadığı için, ya da kaprislerinden kurtulamadıkları için hemen kabulleniveriyorlar. İşin doğrusunu bilen, bu işe gönül vermiş, kafa yormuş eğitimciler ise maalesef göz ardı ediliyor.
Bu sadece bugün mü böyle hayır yıllardan beri öğrenci okutmayı bilemeyen, okutanlara yön vermeye ve kendi ezikliklerini böylece gidermeye çalışanlardır. Sonuç malum, bir arpa boyu yol alamadık. Teknolojide hiçbir şey üretemedik. Üretilenleri kullanamadık. Çağdan koptuk çağa mahkûm olduk. Hepsi bir yana şu mümbit topraklarda yaşarken çölde yaşayanlardan tohum dilenmeye başladık. Bunu damı görmüyorsunuz sayın yetkili ve etkili kişiler. Vaz geçmeyecek misiniz artık bizlere akıl vermekten. Hala bize kulaklarınızı tıkamaya devam mı edeceksiniz. Sorunlar cephede yaşanır, cephede çözülür. Masa başında sadece lafı edilir.
Sonuç olarak diye biliriz ki, bir an önce bu yanlışlardan vaz geçelim, Cephede çalışanlara bırakalım bu işleri. Onlar sorunu da biliyor, çözümü de… Üç beş nesil yok edildi bu yolda. Yanlışları doğru uyguladık bu güne kadar. Doğru bir iş yapamadık. Yapanlar da engellendi. Engellenmeye de devam ediyor. Bizleri adam yerine koymayanlar nutuklarını çektikten sonra bizlere çocukları yani geleceği emanet ediyorlar. Biz işi bilmiyor isek buyurun siz okutun, sizi görelim bakalım…
Kalın sağlıcakla…