Zor Dostum
Alışkanlıkları bırakmak, zor dostum. Tiryakisi olduğun yanlışları bırakmak çok daha zor… Yanlışları yanlış ellere bırakıp kalıplaşmış penceresi olmayan dört duvar arasında kalarak yaşamaktan vaz geçmekte zor. Körler ülkesinde şaşıların kral olamayacağı, var olan bir tek şaşı gözden de olabileceği asla unutulmamalıdır. Bir kere alıştırılmaya göre insan. Akıllar kiraya verilip sadece baktığı yönü bile bulanık gösterilen bir anlayışın içinden silkinip çıkmakta oldukça zor. Yanlışlardan nemalananlar, ortaya konulan her yeni bir düşüncenin düşmanıdırlar. Çünkü beslendikleri kaynakların kuruyacağını düşünerek, kendi çıkarlarını besleyen fikirleri (!) çerçevesindeki tellallarının ellerine borazan vererek ve destekleyerek cazgırlıklarını meydanlarda sergileyerek sahte gösterişleriyle insanların düşünce ufuklarına gölge düşürmeye devam ederler. Burada iki unsur önem arz ediyor demektir. Biricisi ülke menfaatlerini kendi menfaatlerinin üstünde tutarak, ülkemizi muasır medeniyet seviyelerine yükseltmek arzusu… İkinci bir görüş ise, ülke menfaatlerini hiçe sayarak kendi çıkarları doğrultusunda ülkeyi bile satabilecek menfaat pereselerin gözü dönmüşçesine bey tül maldan geçinme duygusu. İçi çürümüş iyi kumaşa bürünmüş bu sahtekâr düzenbazlar her devirde değişik kılıklarda ve mekânlarda karşınıza çıkabilirler. Dumanlı hava onlar için en iyi ortamdır. Yoksulluğun üzerine kurdukları saltanat sandalyelerini her devirde ayakta tutmak, bilinçlenmeye çalışan halkı uyutmak ve ortada olan sermayeyi ise yutmaktır amaçları. Nasıl mikroplar pislikten besleniyorlar ise, onlarda çirkinliklerden beslenir ve leşlerine hayat vermeye çalışırlar.
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su,
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek,
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Necip Fazıl Kısakürek
Evet değerli dostlarım.
İç dünyamızı mutlu etmek istiyor isek, önce hak yemeyelim. Aynı zamanda hakta yedirmeyelim. Her zaman söylediğimi tekrar ediyorum. Yanlış nerden gelirse gelsin, bizler hak ve hakikatin yanında olalım. Bizim davamız zor. Güzellikleri savunmak zor... Hak ve hakikati savunmak zor… Mazlumun ve yoksulun yanında olmak zor. Güçlüye karşı mücadele etmekte zor… Güçlünün haklı olduğu bir dünyada güçsüzlerin yanında yer almak insanlık için en büyük bir onur olduğunu asla unutmayalım. Yalana, talana karşı durup mücadele vermekte kolay değil. Hepimiz zaman zaman yaşıyoruz bunları. Ama şükürler olsun Mevla bizleri mahcup etmiyor. Gönüllerimiz daralmıyor çok şükür. Bizim gibi daha niceleri var bu kutsal mücadeleyi veren. Rabbim, dürüst olanların, samimi olanların, hak yemeyen ve yedirmeyenlerin, mazlumların yanında yer alıp güç birliği oluşturanların yardımcısı olsun. Kendi çıkarları için kural tanımayanları iki cihanda da rezil eylesin. Haramdan, yalandan talandan geçinenleri perişan eylesin.
Evet değeli dostlar;
Sonuç olarak diyebiliriz ki, iki cihanda da aziz olmak istiyor isek, kendimize çeki düzen vermeliyiz. Zaman su gibi akıp geçiyor. Zamanımızı boşa harcamayalım. İyiliklerin yanında, kötülüklerin karşısında durmayı ibadet bilelim. Mazlumları koruyalım. Zalimlere destek olmayalım. Üç kuruşluk menfaatlerin peşine düşmeyelim.
Konuştuğumuz hak; alnımız pak olsun değerli dostlarım…