Ben Gökkuşağı Diyorum
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ben gökkuşağını seviyorum,Var mı üzerine bir yorum, Ben gökkuşağı diyorum.
Her kelimesi bir hitap, her hitaptan da bir kitap yazılır. İnsana yakışan en güzel unvan özgürlük ve bağımsızlıktır.
“Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bu unvan için yaşamalı insanlar, o zaman olmaz ortada koyunlar. Onurlu bir mücadele ancak ve ancak özgürlük ve bağımsızlık için yapılabilir. Onurunu kaybeden bir millet, gitmez başından artık zillet. Gurur kibirdir adamın benliği, yüzeysel yaşar çünkü yok derinliği. El atına binmiş sanki olmuş şövalye, üç keçiyi güdemez palavrası şahane. Çalışmadan geçinmek adamın işi olmuş. İş yapmamış köyünde, oradan da kovulmuş. Bedava geçinecek kapı bulmuş bir yerde, soytarılık yaparak çare olmuş her derde (!)
Evet değerli dostlarım,
Ortalıkta bir kavga, yıllardır bitirilemiyor. Sahi neyin kavgası dersiniz. Geçinme kavgası değil herhalde. Çalışma da değil, didişme derler bizim oralarda. Didişmeler bölüşmeden çıkarmış. Üretmeden kazanmak, yani sel ağzından kütük kapmak… Yok ki bunların başka bir işi... Ağızlarında muasır medeniyet, ellerinde ise yok bir marifet. Vatandaştan alkış ister oy ister, seçim biter sen konuşma sen sus der. Biz asiliz der bazıları sen vekilsin, Der demesine ama sonu oracıkta olur heder. Herkesin başında bir amir, cümlenin başındadır zamir. Yükleme gelince yükle yüklediğin kadar. Ağırlığı fark etmez zaten yükü hak etmez. Bu mazlum millet kurtulmadı bu yükten, çünkü tayyaremiz var o da üfürükten. Vatan sevmek budur işte değil laflarda. Paylaşmaya geldi mi adam hep ön saflarda. Adını hakkı koydu babası hak bilsin diye. Biz anladık sanki hak yesin diye. Adı mücahitti işi müteahhit, haksızlıkta adam yiğit mi yiğit. Ne sınır tanır adam, ne de doğru yol bilir, sözü doğrudur ama özü çok kirlidir. Dilden dökülen kelamlar, saltanatı içindir. Doymak bilmez ki gözü, tek düşü vardır o da seçimdir. Çıkar meydanlara kükrer de kükrer. Ormanda gezen aslan bile ondan ürker. Kurt kuzu olur yanında öyle görünmesi lazım. Kemik sıyıranlarda vardır onlarda lazım. Tazı koku almaz ama hızı iyidir. Av yakalamada bire birdir. Lazımdır hepsi yerine göre bir yerde. Zaman gelir iş görür her biri bir yerde. Düzen bu kardeşim burnunu sokma her işe. Git karnını doyur açık değil mi gişe. Fişe mişe gerek yok açık büfe her zaman. Sık görün sen orda çabuk geçermiş zaman. Kamburu çıkmış adamın dik durmaya vakti yok, dik duranın karnı aç, kamburunki her gün tok. Var bu işte mutlaka bir arıza, sonunda oğlunun adını koydu Rıza. Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi, vatandaş çekti çileyi ama bitmedi. O geldi, bu geldi, bindi vatandaşın sırtına, vatandaş in dediğinde koptu fırtına. Baba asil, dede asil, asiller burada hep sefil. Vekil olda kurtar paçanı adam, bağırsam da artık duyulmaz sedam. Analar her zaman kral doğurmaz canım, krala hizmet veren vatandaş Rıza lazım. Rıza durmaz çalışır kral yaşasın diye, biz vatandaş Rızayız, yaşamak neyimize.
Evet değerli dostlar, bize biçilmiş elbise, buna karışamaz ki kimse. Kiminin yeni yok, kiminin yakası. Kiminin eteği yok kiminin paçası. Dedim ya benim özlemim “gök kuşağı”, gönlüm inmez benim ondan aşağı. Bedenim esir benim, iradem teslim olmaz. Bu dünya fani usta, bir gün sana da kalmaz. Gelirken dünyaya hepimiz çıplak geldik, Dönerken de bir kefen dünya elveda dedik. Eşitlik sadece doğarken var, yaşarken olmaz asla. Bir asırlık ömrümüz verir bir gün fasıla…
Hoşça kalın dostlar…