Can Çekişen Dünya
Değerli dostlar,
Hepimizin üzerinde yaşadığımız, beslendiğimiz nefes aldığımız bu dünya denilen gezegen can çekişiyor. Hiçbir olumsuzluğa sesini çıkaramayan, son anına kadarda çıkarmayacak olan bu gezegen bütün üzerindeki yaşayanlarıyla birlikte hayatına son verebilir. Her yeri delik deşik edilen, yakılan yıkılan, her geçen gün acımasızca tahribata uğrayan bu gezegene karşı neden duyarsız kalınıyor. Bütün zorluklara rağmen yiyeceğimizi içeceğimizi en leziz bir şekilde bizlere ikram eden bu gezegene kim sahip çıkacak. Yaratılışından bu güne üç hareketini tehir etmeksizin sürdürüyor. Hepimiz okumuşuzdur. Kendi etrafında dönmesinden gece- gündüz oluşuyor. Bu dönüşünü 24 saatte tamamlıyor. İkincisi güneşin etrafında dönüyor. Bu dönüşüyle de mevsimler oluşuyor. Yani 365 gün 6 saatte tamamlıyor. Üçüncü hareketi ise güneş sistemindeki gezegenlerle birlikte günde 2 bin kilometre yol alarak güneşle birlikte saman yolu galaksisindeki vega yıldızına doğru gidiyor. Bir gün geçtiği yoldan yaratıldığından bugüne ikinci bir kez geçmemiştir. Velhasıl bütün evren uzay boşluğu içinde akıp gidiyor. Bazı bilim adamlarına göre güneş sisteminin yaratılışı 5 milyar yıl olmuş, on milyar yıl diyenlerde var. Güneş o gün bu gün alev topu gibi yanmaya devam ediyor. Yine bilim adamları şöyle bir açıklama yapıyorlar. Saniyede 4 milyon ton hidrojenin helyuma dönüşerek yanmaya devam eden, bizleri ısıtan, yeryüzüne hayat veren güneş eğer odun yığını olsaydı, yüz yılda tükenirdi. Kömür yığını olsaydı üç yüz yıl sürerdi. Beş milyar yıl olmuş daha onda biri tükenmemiş. Böyle mükemmel bir sistem acaba kimin için düzenlenmiş. Niçin yaratılmış değerli dostlar. Bütün kâinat insana hizmet için var edilmiş. Emrine verilmiş. Peki, bizler bu gezegende yaşarken her hangi bir görevimiz yok mu?
Evet değerli dostlar,
Bütün kâinat bizim için yaratılmış ise bizimde bir yükümlülüğümüz olması gerekir. Aynı zamanda dünya bizlere emanet edilmiş. Olup biten her şeyden sorumluyuz. Her şeyin hesabı bizlerden sorulacak. Bilip de sustuğun, görüp de görmezden geldiğin, bakıp ta görmediğin bütün şeylerden sorumluyuz. İşte yeryüzü talan edilirken, yakıp yıkılırken, kimin yanında yer aldığın çok önemlidir. Aldığımız her nefesin hesabını Bizleri yaratan Yüce Allah’a hesap vereceğiz. Hiç birimiz dünyaya at oynatmaya gelmedi. Müslüman yeryüzünün sigortasıdır. Bunun bilincinde olmayan Müslüman dünyada da ahret te de huzur bulamayacaktır. Sadece elini açıp dua ederek olmaz. Fiili duayı terk ettiğinden itibaren çenenden düşen yaldızlı sözler sadece nefsini oyalar. Süslü püslü sözlerle dua olmaz. Samimi ilkeli dürüst hareketlerin sonunda dua etme hakkını elde etmiş olursun. Bunun içinde önce kendimize geleceğiz sonra da ne yapmamız gerektiğini istişare ederek nefis muhasebesini yapacağız.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Allah’a ve ahiret gününe inanlar bir araya gelmeli, önce nefsinin esiri olmaktan kurtulmalı, sonra birlik oluşturmalı yanlış nereden gelirse gelsin ona karşı mücadele etmelidir. Bu birliği oluşturmadan dirlik mümkün değildir. Dirlik olmayan yerde hayat olmaz. Hayat olmayan yerde de yaşam olmaz. Eğer gelecek yavrularımızı düşünüyor isek, bu dünyayı bozmak isteyenlerin karşısında sessiz kalmamamız gerekir. Bir kişiden ne olur demeyin. Birlerden oluşur binler, milyonlar, trilyonlar. Yeryüzünü tarumar edenlere karşı bir vücut olalım. Bölünmeyelim parçalanmayalım. Aklımızi kiraya vermeyelim. Her zaman sağduyumuz hâkim gelsin diyor sağlık sıhhat ve afiyet diliyorum.
#