M. Ali ÇINAR
Onuncu Köy
Vah! Canım Vah!
Yayın:
Güncelleme:
Keyfi yerinde olduğunu zannedenler, kendisinden başkasını düşünmeyen menfaatinin kölesi olmuş üç beş kuruşa tamah etmiş bazı kişiler bizleri rahatsız eden konulardan neden rahatsız olduğumuzu anlamakta zorlanıyorlar. Paylaşımın adil olmadığını söylediğinizde azınlık bir gurubun sesi oluveriyorlar. Farkında bile değiller hayatın. Kendileri için kurdukları çark işlerini yürütmede arıza yapmıyor şimdilik. Çark dönüyor. İşler yürüyor. Çarkın ne zaman nasıl bozulacağı da belli değil. Ama bir gün bozulacak, çünkü dün aynı sermaye başkalarının elindeydi. Onlar kaybetti bunlar buldu. Bunlarda kaybedecek. O zaman görelim bakalım bağrışmaları. Bu gün kaybedenler seslerini hangi telden çıkarıyorsa onlarda aynı telden çıkaracaklar. Çoğunluğun mutlu olabildiği bir dönemi görebilmek bana hiç nasip olmadı. Hep umut içinde yaşadık ama boş çıktı umutlarımız. Kişi başına düşen gayri milli hâsıla 10 bin dolarlardan söz ediliyor. Asgari ücret hala 500-600 TL. Bu parayla çekirdek bir aile nasıl geçinebilir benim aklım ermiyor. Hala tonlarca kömür dağıtılıyor benim ülkemde. Yeşil kartlı sayısı her geçen gün artıyor. İflaslar derseniz misli misline çoğalırken intiharlarda artmaya başladı. Suç oranları farklılaştı. Eskiden cami avlusuna konulan bebeler, şimdi parçalanıp yakılabiliyor. Torunlar tarafından dedeler, nineler anneler darbe görüyor ve öldürülebiliyor. Neden yapılıyor bunlar acaba. Hiç uzmanlar bu durumu düşünüp tedbir sunabiliyorlar mı? Herkes kendi derdine düşürülmüş, kimi mal yığmada, kimi karın doyurma davasında. Birilerine eğilmek ve bükülmek zorunda bırakılıyor insanlık. Bumu medeniyet. Bumu kardeşlik. Bumu dostluk. Ben anlamakta zorlanıyorum. Bu yapı bizleri birbirimizden koparmaya ve düşman yapmaya doğru götürüyor. Bir an önce aklımızı başımıza almazsak hep beraber batarız bu gemide. Laf üretmeyi bırakalım, iş üretmeye bakalım. Zaman su gibi akıp geçiyor. Yarınlar acaba bizlere neleri getirecek. Bu acımasız çark kimleri dişlilerinde öğütecek. Geleceğini düşünen bir toplum paylaşmada adaletli olur. Paylaşımda adalet olmayan yerde sefalet olur. Sefalet olan yerde cehalet, onun sonu da felaket olur. Sonuç, elimizden fırsatlar gitmeden ihtiraslarımızı kanaate bağlayarak gem vuralım menfaatlerimize. Paylaşmayı öğrenelim, öğüt vermeyelim. Sonunda kazandık zannettiklerimizin peşinden ah, vah çekmeyelim. İşçiysek çalıştığımızı hak edelim. Patron isek çalışanın hakkını verelim. Hak eden hakkını almadıkça, hak veren de hakkını vermedikçe aradaki bağlar kopar, bu da düşmana yarar diyor saygılarımı sunuyorum.
#