Egoların Tatmin Yeri
Makamlar belirli kurallar dâhilinde vatandaşlarına hizmet verilsin diye, yani işlerin adaletli ve kolay bir şekilde yürütülmesini sağlamak için devlet tarafından hazırlanan yerlerdir. Bir koltuk ve kuru bir masadan ibaret odalardır makamlar. Amacı ise halka hizmet vermek noktasında ehil kişileri atayarak vatandaşın işini kolaylaştırmak ve yol göstermek içindir. Vatandaşlarında o makamlara rahatça girebilip sorunlarını anlatarak çözüme ulaşması için yardım edilen yol gösteren yerdir oralar. Devletin verdiği yetkiyi etki altında kalmadan taraf tutmadan hizmet dağıtan alanlarıdır. O makamları kendi nefsi ve arzuları için kullanmadan halka hizmet sunmanın mutluluğunun tadılacağı yerler olmalıdır. Devletin verdiği yetkiyi kibirlenerek ya da böbürlenerek kaşlarını çatıp vatandaşına karşı güç gösterme yeri değildir. Görevinin ehli olanlar o makamın hakkını en iyi bir şekilde verenlerdir. İşi kolayca görülen ve çözümler üretilen makamlardan vatandaş memnun olarak ayrılırsa devletin itibarı da artar. Devletin kuralları halkın ihtiyaçlarının kolay görülmesi ve sorunlarına çözüm üretilmesi içindir. Bu makamlar ve o makamda oturup ta bu doğrultuda iş yapanlar saygınlık kazanırlar. Böylelikle devletle halkı bir arada tutmanın en güzel örneğini sunmuş olurlar. Hakkın rızasına ve halkın teveccühüne mazhar olmanın tek yolu budur.
Gelelim ikincisine.
Birde ehil olmayıp o makamlara ulaşıp işgal eden, kendi nefislerini ön plana çıkarıp işine geldiği gibi davranan ya da kullananlar vardır ki, bunlar hem kendi değerini yitirir; hem de devletle halkın arasını açmaya sebep olurlar. Çünkü oralara gelip giden vatandaşlar zaten çekinerek geldikleri için oradan kızarak çıkmaları güven duygusunun azalmasına yol açar. Ve böyle davranan kişiler saygıya layık görülmedikleri için kaprisli bir hal sergilerken “bana saygı duymuyor isen makama saygı göster” diyerek makamlarının arkasına sığınmaya çalışırlar. Hâlbuki makam dediğin şey kuru bir masa ve bir koltuktan ibarettir. İşte idarecilik görevini ifa edemeyenler o makamların arkasına gizlenerek saygı istemeleri bile onların ne kadar aciz olduklarının bir işareti değimlidir? Devlet sana o görevi verirken meclisten çıkarılan yasalar çerçevesinde oralarda işlerin kolayca yürütülmesi için sana yetki vermiştir. Aynı zamanda makam sahipleri halka hizmeti engelleyenlere karşı koruma altındadırlar. Hizmeti adil bir şekilde kolayca yapabilmeleri için gereklidir aynı zamanda. Eğer buradan bir sapma görülür ise yani devletin verdiği gücü kendi ihtirasları için kullanmaya başlanır ise o makamların değeri halk nezdinde düşer. Bunun sonucu ise halkın devletle arasının açılması demektir.
Sonuç; halkla devlet barış içinde yaşatabilmesi için sekretaryanın halkla devlet arasında bir barış köprüsü ya da gönüllüsü olması lazım. Bunun içinde halkın ihtiyaçlarını gidermek için sorun çıkaran değil sorun çözen olmalıdırlar. Nefsini büyütüp kiliseye direk olabilecek hale getirenlerden bu millet hizmet değil hezimet görür.
#