İkide Bir Neden Değişiyor
Devlet politikası oluşmayan her şeyin köklü değişime ihtiyacı olacaktır. Uzmanların hazırladığı sistemler aynı hükümet döneminde bile bakanların değişmesiyle köklü değişimler yapılıyor ise bunun tek sebebi ortak bir konsensüs olmadığının işaretidir. Peki, zararını kim çekiyor minik yavrular, aynı zamanda geleceğimizi inşa edecek olan gençlerimiz. Masa başından cephe idare etmenin tek karşılığı bu olsa gerek. Hâlbuki uzmanlar tarafından ortaya konulan sistemler cephede uygulanırken eksiklikler bir bir giderilmeye çalışılsa idi böyle köklü değişimlere gerek kalmayacaktı. Peki, cephede oluşan sorunları masa başına taşıyacak denetimciler buna açık mı acaba? Hayır, onlar hep masa başından gelen her yeni sayılan kuralları uygulatma gayretinde canla başla çalışan işe kafa yormamış ama boşu buşuna kendilerini yormuş kişiler. Uygulayıcılara kulak tıkayarak uygulananları denetleme gayretinde olan müspet ya da menfi kararlarını rapor olarak değerlendirmeye koyan bu yetkililer sizi dinleme zahmetine bile katlanamazlar. Eleştirme hakkınız yok. Salla başını çatma kaşını al maaşını. Güzel karşıla güzel uğurla. Hep böyle gelmiş böyle olmuş zaten. Olmaya da devam ediyor. Eleştiremediğiniz mevzuların birikimi sonunda birike birike işte bu köklü ama kokü almayan değişimlere yol açıyor. İki adım ileri bazen üç adım geri giderek geri geri gitmeye devam ediyoruz. Aynen belediye otobüslerinde söylendiği gibi ön kapıdan binenlere “ilerleyelim beyler gerilere doğru” sözünü hatırlatıyor bana. Ve arka kapıdan inenler ön kapıdan binmeye devam ediyor.
Peki, nasıl olmalı derseniz ona da bir açıklık getirelim. Yapılan her icadın uygulamasındaki eksiklikler tespit edilerek çözüme kavuşturulur kusurlar bir bir giderilir ve icat edilen şeyin mükemmele doğru yol aldığını hep beraber görürsünüz. Üzerinde eleştiri yapılamayan tenkit hakkı olmayan hiçbir icadın geleceği yoktur. Eleştirilerin yapılabilmesi için uygulayıcılara geniş bir konuşabilme alanı oluşturacaksınız. Eleştiriler gale alınacak ve masa başındakilere ulaştırılacaktır. Uygulayıcıların eleştirilerine kulak tıkayanlar en büyük ihaneti yapıyorlar aslında. Hâlbuki eleştirilere açık olunabilse, eleştirilen konular masa başına götürüle bilseydi bugünkü durumlar yaşanmayacaktı. Sıkıntı ise işin ehli olmayan kişileri işin başına getirirseniz işte değişimi bu kadar yaşarsınız. Yapboz tahtası gibi yazar bozarsınız. Yazboz tahtası yazıla bozula daha çok devam eder.
Sonuç cephede sorunları yaşayanlar ancak sorunları çözebilir. Ama yöneticilere bu ağır gelmezse... Çünkü onlar işi bilmediklerini bilmiyorlar. Yerlerini de kimseye emanet etmezler. Çünkü bu yanlışlar düzelirse onların yükselme makamlarının üzerinde yükselmeleri durdurulur. Buda onların işine gelmez. Ülkeyi gönülden sevenler ülkenin yükselmesi için gayret sarf ederken, ülke umurunda olmayanlar kendi makamlarını yükseltmeye çalışırlar. Bunun için girmedikleri kılık yoktur. Renksizdirler; her renge bürünebilirler. Asıl sıkıntı işte bunlardır. Gelişmeye ve değişmeye giden yolları tıkayan tortulardır bunlar. Birileri bunu bir gün fark ederde temizliğe başlarsa yeni ufuklar açılmış ve güneşin doğuşunu berrak bir şekilde tüm ülkenin üzerini aydınlattığına şahit olursunuz. Aksi halde alaca karanlıkta alacalar fark edilemezler.
Not: İşine gönül vermiş mücadeleyi elden bırakmamış yöneticilerimiz de var. Onlara buradan saygılarımı sunuyorum.