Mutlu Yıllar Diyelim mi?
Dileyelim, ancak ne dilersek dileyelim, dileklerimiz bir türlü gerçekleşmiyor. Aynı tas aynı hamam tellaklar değişiyor tellallar değişmiyor. Masaj yapıyorlar gönüllerine göre. Masallar okunuyor günlere göre. Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım düsturu epeydir hükmünü sürdürmektedir. Çalış çabala pay aynı payda aynı. Paydaşlar değişiyor paylaşmalar değişmiyor. Napalım alın yazısı mı diyelim, yoksa yüzlerin karası mı? Bir türlü cevap bulamadım ben. Dedelerimiz bizlere hep aynı atasözünü söylediler. Oğul ayağını yorganına göre uzat. Yorganını ayağına göre uzatamayacağına göre sen toparlanacaksın; bu hep böyle geldi böylede gitmekte. Napalım, ne diyelim ki, hayal ettiğimiz gibi bir yaşam sürdürebilmek oldukça zor. Har vurup harman savuranların rüzgârı hep karayelden esiyor. Bizimkisi keşişlemeymiş.
Evet, mutlu yıllar kardeşim(!) Yolculuğa çıkan her insana hayırlı yolculuklar dilenir. Öyle de uğurlanır. Ama her yolculuk hayırlı olacak diye bir şey yok. Her yeni yılda mutluluklar dilenir. Ancak her gelen yeni yıl mutluluk getirecek diye bir şey yok. Parası olan her vatandaş bilet alır, ama herkese çıkacak diye bir şey yok. Çaylar derelerden beslenir. Nehirleri de dereler besler. Gölleri dereler, denizleride nehirler besler. Birileri beslenecek tabi.
Ben yine de mutlu yıllar diliyorum. Umut beşerin ekmeğidir derler. Nasrettin Hoca bile göle maya çalmış. Ya tutarsa demiş. Dedik ya umut dünyası.
Ben yinede mutlu yıllar diliyorum; Ya Tutarsa (!)