Rasyonel Bir Bakış
En gerçekçi bir olayı bile anlatmak ya da aktarmak günümüzde oldukça zor görünüyor. Hep peşin hükümlü bakıyoruz olaylara. Rasyonel bir değerlendirmemiz yok. İki kişinin dudakları arasından çıkan ve yanlış olan bir şey bakıyorsun doğru gösterilebiliyor. Hakmış hukukmuş kim dinler seni. Adam menfaatinin hırsına bürünmüş gözü başka bir şey görmüyor ki. Vatanmış Milletmiş umurunda bile değil. Düşmüşler makam peşine, servet peşine. Yapamadıkları hile yok. Çevirmedikleri dümen yok. Ülkemin yararına olsa hadi boş ver diyelim. Kendi nefsinden başkasını düşünmeyecek kadar egoist, gösteriş meraklısı, iş yapıyor pozisyonuna bürünüp başkalarının başarılarını üslenerek ve sahiplenerek şov yapmayı seven kişilerden ülkem ne kadar menfaat görür sizce? Bilinçlerin köreltildiği bir dönemde, her şeyin köreleceği ve köreltileceği anlamı çıkar. Bir şeyler köreltilirken tabiî ki bir şeylerde bileniyor demektir. İnsan üzülüyor gerçekten. Vicdanımız sızlıyor. Allah cümlemizi bakıp görmeyen ve kalpleri hissetmeyenlerin şerrinden muhafaza buyursun.
Bir ülkede emanetler ehil ellere teslim edilmedikçe, ülkenin menfaatleri ülkeyi sevenlerin değil, ülkeden geçinenlerin ellerine geçer. Bu durum ise ülkelerin gelişmesine engel teşkil eder ve bir statüko oluşturur. Böylelikle gelişmeler durdurulur büyüdük zannedilir, her şey boş laftan öteye geçmez ve böylelikle çağdan koparılır yavaş yavaş tükenmeye başlarsınız. Kimse kimsenin derdini anlamaz olur. Slogana dönüşür yaşantınız. İçiniz mutsuz kalbiniz umutsuz hale gelir.
Sonuç olarak şunu diyebilirim ki, boş alanlar boş adamlarla doldurulmamalı. Kaliteye ve kalifiye önem verilmeli, o zaman her şeyi iyi değerlendirir ve ülkenin gelişmesine katkı sağlarsınız. Bunun aksi atacağınız her adım ülkemizi geriye götürürken sizde sadece makamlarınızı boş bırakmamış olursunuz. Unutmamak gerekir ki o koltuklar bir gün tekerlekli sandalyeye dönüşebilir.