Islah, Suç, Ceza Ve Af
Islah, Suç, Ceza Ve Af
Toplumlar ve devletler varlıklarını sürdürebilmek, toplumdaki düzeni sağlamak amacıyla yapılmaması gerekenleri suç olarak adlandırmış, suçu işleyenlere caydırıcı olması, diğer insanlara da örnek olması amacıyla ceza vermişlerdir. İlahi hükümlerde de bu böyledir, beşeri sistemlerde de bu böyledir. Cennet ve Cehennemin yaratılmasındaki hikmetlerden biri de budur.
Ülkemizde af konusu şimdilerde olduğu gibi, önceki yıllarda da sıkça gündeme gelmiştir. Cezaların yeterince caydırıcı olmadığı düşünülürse, af insanları suç işlemeye teşviktir.
Temel amacın insanları ıslah etmek olduğu tezinden yola çıkanlar, af konusunu şiddetle savunmakta, idama karşı çıkmaktadırlar. Öyle ki, suçluyu savundukları kadar, mağdur insanları düşünmemekte ve savunmamaktalar. İdama karşı çıkanlar savunma yaparken, amaç insanı ıslah edip topluma tekrar kazandırmak, insanı idam edersen nasıl ıslah edeceksin demekteler. Ya o suçlunun hunharca öldürdüğü insanı nasıl dirilteceksin, mağdurun yakınlarının yüreğinde yanan ateşi nasıl söndüreceksin? Devletine isyan edip terör örgütüne katılarak, asker, polis, sivil, yaşlı, kadın, çocuk demeden haince saldırarak yüzlerce insanın canına ve milyarca maddi zarara sebep olan teröristlerin yaşama hakkı yoktur, olmamalıdır. Yaşadıkları süre maddi ve manevi hep zarardır. Toplumun huzur ve güven içerisinde yaşayabilmesi, devletin bekası için tamamı imha edilmelidir. Küçük yaştaki çocuklara, kadınlara işkence ile, zorla tecavüz eden, sonrada öldüren hiçbir yaratığın ( ben insan diyemiyorum onlara ) yaşama hakkı yoktur, olmamalıdır. Çok merak ediyorum, idama karşı çıkanların Allah korusun, çok sevdiği bir yakını teröristlerce veya diğer kişilerce kasten öldürülse, acaba katili affedecekler mi? İdam olmasın, ıslah edin topluma kazandırın diyebilecekler mi?
İnsanı ıslah etme suçu işlediği zaman değil, suçu işlemeden önce olmalıdır. İnsanı eğitmek, ahlaki güzellikleri yüklemek, faydalı bir insan yapmak çocuk yaşlardaki güzel bir eğitimle verilmelidir. Suç işlendikten sonra, ceza vardır ancak ve bu ceza caydırıcı olmalıdır.
Affetmek elbette erdemliliktir, güzel bir davranıştır. Ancak kişiye karşı işlenen suçlarda af yetkisi devletin değil, mağdurundur, mağdurun yakınlarınındır. Olması gereken budur.
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında kısas size gerekli kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ancak her kime, kardeşi tarafından bir şey bağışlanırsa artık ona hakkaniyetle uymalı ve diyeti ona güzellikle ödemelidir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme, bir rahmettir. Bundan sonra kim haddi aşarsa ona elem verici bir azap vardır. ( Bakara Suresi 178 )
Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız. ( Bakara Suresi 179 )
İnsan yaptığı her hareketi, söylediği her sözü kendi hür iradesi ile yapar. Düşünür, karar verir ve harekete geçer. Hal böyle iken hiç kimse kader mahkumu diyemez. O suçu kader işletmedi sana, sen kendi özgür iradenle yaptın. İlla kader mahkumu denecekse eğer, gerçekten suçsuz olduğu halde, hata ile ceza verilene denmelidir.
Bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ile, Allah’a emanet olun.
#