Hüseyin Kolaç Özgür Düşünce

Seçim

İnsan yaratılanların en şereflisi, aynı zamanda da ayette de söylendiği gibi hayvanlardan bile daha aşağılık bir varlıktır. En üstünü de, en aşağılığı da insandır. İnsanı en üstün yada en aşağı yapan şey ise, onun iradesidir, yani seçimidir. Allah katında da, kul katında da herkes değerini kendisi belirler, kimi yükselir, kimi alçalır.

Dünya hayatı, imtihanı, ahirette itirazları, şikayetleri boşa çıkarmak içindir. Yolları ve sonuçlarını açıkça bildirmiş Yüce Allah insana, ahirette yanmasın diye. Seçimi de bize bırakmış.

Beşeri sistemlerde, demokrasilerde de seçim var. Yöneticileri biz seçeriz. Kendi ellerimizle yetkiyi verir, sonra da şikayet ederiz. Öz eleştiriden kaçarız ama. Biz seçtik diye, haksızlığı gördüğümüzde susalım mı o zaman ? Kesinlikle hayır, tabi ki susmayalım, dile getirelim, mücadele edelim haksızlıkla. Ama unutmayalım ki, o haksızlıkta bizim de payımız var. Seçilenler, seçenlerin aynadaki yansımasıdır. Bir toplum ne kadar iyi ise, seçtikleri de o denli iyi, ne kadar kötü ise, seçtikleri de o kadar kötüdür.

Seçimlere katılan partilerden hatasız, günahsız, mükemmel olanı yok. Olsa olsa ehven-i şeri var. Hepsinin doğruları olduğu gibi, yanlışları da var. Hiçbir beşeri sistem kusursuz olamaz. Tabi bu arada teröre, parçalanmaya destek verenleri hariç tutuyorum. Onlar yasal olarak hukuki parti olabilir, ama benim vicdanımda yoklar.

Zaman zaman insanların siyasi tartışmalarına şahit oluyoruz. Farklı partileri destekleyenlerin, birbirlerine nefretle, düşmanca baktıklarını görüyoruz. İnsana, fikirlere hoşgörü, saygı diye bir şey yok. Yüce Allah yarattığını seçiminde serbest bırakıyorken, o zorlamıyorken, bizlere ne oluyor ki baskı kurmaya çalışıyoruz? Şükürler olsun ki rızkı Allah veriyor, bizim elimizde olsa emin olun, farklı fikirde diye rızkını keser, nefes bile almasına izin vermezdik. Doğruları, yanlışları oturup konuşalım, tartışalım, ama husumet beslemeyelim. Saygı, sevgi, hoşgörü şiarımız olsun. Unutmayalım ki insanın iradesine zorla müdahale edenler, zorbalardır, zalimlerdir, gelişimini tamamlayamamış varlıklardır.

Hak için, hakikat için, millet için söyleyecek sözü olmayanlar, doğrulara kör, sağır ve dilsiz olanlar, ancak ve ancak seslerini yükseltirler, lakap takarlar, aşağılarlar, hakaret ederler. Ellerine güç geçtiğinde de acımasızca saldırarak, insan üzerinde kendi doğrularını kabullendirmek için baskı kurarlar. Aslında acizliklerinin bir göstergesidir bu durum.

Farklı görüşlerimiz olabilir, bu gayet doğal. Ya farklılıklarımıza saygı duyarak, herkesin itiraz etmeyeceği ortak paydalar etrafında kenetleneceğiz, ya birbirimize saldırmaya devam ederek, nefret tohumları ekip bölüneceğiz. Vatan hepimizin, ya birlikte yükseleceğiz, ya birlikte batacağız. Seçim mi ? Tabi ki bizim.

Bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ile, Allah’a emanet olunuz.