SÖĞÜTLÜGİLLER
Bu seher rüyasını üst kattan aşağıya
Perdeleri açarak Söğüt'e indirdiler
"O çınar gölgesinde" Ertuğrul'un Osman'ını
Yağız bir küheylana, duayla bindirdiler.
Çoban derviş ulema, tümü kendince yordu
Dilekler ilmeklenip, âminler murat sürdü
Urbalarında âdem, niyetlerinde pirdi
Yoğrulan rıza ile tecelli sindirdiler.
Rüyâlar şifresinden, yorum alır gelenek
Kıblesine dikilip, yalnız haktan dilenek
Dağılmış Selçuk eli, önce ordan dolanak
El almış öncülerin, dört yana gönderdiler.
Erenler nefesiyle, İznik’te göl durlanır
Besmelenin harcıyla, yeni baştan surlanır
Girişimizden önce, yeşil Bursa nurlanır
Küfrün efsanesini, dağından indirdiler.
Sayı çekmez soyları, aktıkları kadarlar
Niyetlerinde geniş, seccadelerde darlar
Kök salmış gökyüzüne, minarelerde hürler
Kubbeleri denginde, mağfiret sundurdular.
Fatihler çehresinde, yansır nurun selleri
Vaadin takvimidir, yedi verir gülleri
"Söz vermiş kılavuz"un, açılınca yolları
Tan yerine yazarak, "karar"ı kondurdular.
Gülleleri salarak, zikrin kındaplarından
Çağların bedenine, kudret topu atıldı
Âminlere surların, taşları da katıldı
Kâfirin mangalını, tekbirle söndürdüler.
Gezegenler hızlanır, Kanunî’nin adından
Yörüngeler zorlanır, Yavuz’un ibâdetinden
Arza vekâlet verip, yücelttiği bu dinden
Teşbihidir lâteşbih, Burak kuşandırdılar.
Beş kıtada kırk kavim, bir düğünde oynattık
Fırınımın ekmeğin, her sofrada çiğnettik
Kudretin aş evinde, nurla kazan kaynattık
Direndiği tahtında, haramı yandırdılar.
Uygarlığı çekerek, zaman denen haddeden
Cansız olana ruh, sahipsiz ruha beden
İnsanın mabedini, sıyırıp hurafeden
İbadet maksadının, özünü sindirdiler.
Kamuslar fokurdamış, şii'rin imbiklerinde
Tam olanın noksanı, kımıldamış derinde
Sarayımın damında, düşürülür serinde
Bir beyitle ihsanın, sınırın dondurdular.
Bana bundan beridir, hikmet karar çevirir
Gocunur devlet kuşum, uçar kanat savurur
Devlerin galibini, bir çift sözcükle vurur
Çağlayan ırmakların, sesini dindirdiler.
Bir tek yürekle vurur, kösleri yanlarında
Vaade karşı bozgun, Viyana önlerinde
Yorulan kollarında, daralan yenlerinde
Dermanı kesileni, Tarihte andırdılar.
Kanalı kesik Volga, kara sevdalı Hazer
Suların uyuduğun, İnebahtı'da sezer
Öfkenin zenginidir, ipek yelkenli dizer
Çöktüğüm halde beni, dinlendim sandırdılar.
Mecazları bindirip, bin çifte zevrakçeye
Gene gün doğdurdular, günümü sayan beye
Yabana ısmarlanmış, şimdi milyon akçeye
Lâlenin soğanıyla, gülü kıskandırdılar.
Gemleri kopuverir, altındaki atının
Süvarileri düşer, eski saltanatının
Öze sindirilmemiş, çifte tanzimatının
Getirdiği ikiye, dördü boşandırdılar.
İhanetler gecesi, bozgun alır Balkan'ı
Akarken tutuşuyor, şühedânın al kanı
Ölümünde bir dev, soluyordu volkanı
Yağmaya çullanarak, batağa bandırdılar.
Ne pusulu isyandır, ne kindâr ayaklanış
Dünün din kardeşleri, bugün kâfire dönüş
Ardımdan hançerleyip, kanıma ekmek banış
Cenbiyeler üstünde, şühedâ döndürdüler.
Çırpınırken nurumuz, eski şamdan dibinde
Donanmaları boğduk, akıttığımız kanda
Bir farzın âminini, salarak dört bir yanda
Çanakkale suyunu, Kevser'e dönderdiler.
Ölüm gidenimizi, çekdi yukarı aldı
Bekçisiz kapılardan, geçip içeri saldı
Sözcükleri gül dalı, anlamları da baldı
Gık demeden dilleri, mânaya kandırdılar.
Mirasımın üstüne, yedi çakal çullanır
Can bedende solurken, kabristanı dillenir
Zulüm zırhlandırılıp, ordusuyla yollanır
Küflenmiş kinleriyle, derman usandırdılar.
Derlenip cesetleri, can alarak her taştan
Kuva-i Millî-yesi, esas duruşta baştan
Arzın tarihinde de, okunmamış bu destan
Kefenlerin giyerek, ordu kuşandırdılar.
Gel alnından öpesin, bu bir kader oyunudur
Fâtiha-yla süsleki, ecdadın torunudur
Bana sor Kemâl-leri bu bağın ürünüdür
Devlerin mirasını, yeniden ondurdular.
Bozkırın ortasında, su dökülür bağına
Kuşakların sil baştan, girer yeniçağına
Doğan çocuğun adı, okunup kulağına
"CUMHURİYET- i" sana, armağan gönderdiler.
AHİ geçme geçimden, topla kardaşlarını
Çağrı sal kuşaklara, çözsünler kaşlarını
Tırnak kaşıyanların, düşmanca düşlerini
Unutmaya görenin, yorganın yandırdılar.